3. Hukuk Dairesi 2014/8829 E. , 2015/1582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2011/374-2013/207
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların 25.03.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile Tuzla ...... bölgesinde bulunan malik R..G...adına olan taşınmazın 10.000.000 USD (10 milyon dolar) bedelle satışına dair anlaştıklarını, sözleşmede satışın geçerliliğinin kendisinin bankadan alacağı kredinin onaylanması taliki şartına bağlı tutulduğunu, davacının satış bedeline mahsuben 100.000 dolar peşinatı davalıya nakit olarak verdiğini, davacının ilgili bankaya yaptığı kredi başvurusunun onaylanmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalının 100.000 doları geri ödemesi için noter kanalıyla ihtar çekildiğini, ihtarın 01.08.2008 tarihinde davalıya tebliğine rağmen paranın iade edilmediğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; sözleşmede belirtildiği şekilde müvekkiline 22.500 dolar verildiğini, iddia edildiği şekilde 100.000 doların verilmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece 22.07.2010 gün ve 2009/443 E-2010/306 K. sayılı ilam ile davanın kısmen kabulüne ve asıl alacak miktarı 119.170 TL üzerinden itirazın iptaline, bu miktara icra takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacak miktarı üzerinden %40 oranına tekabül eden 47.668 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 14.03.2011 gün ve 2010/16159 E-2011/3920 K. sayılı ilamı ile;
""Dosyada mevcut davacının dayandığı sözleşmede davalıya 22.500 doların nakit olarak verildiği yazılıdır. Ancak bakiye 77.500 dolar kaparonun davalıya ödendiğine dair bir açıklık yoktur. Davacı bu 77.500 dolarlık ödemeye ilişkin iddiasını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Davacı, 77.500 dolarlık kısma ilişkin iddiasını yasal delillerle ispatlayamamışsa da, dava dilekçesinde “sair delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, mahkemece davacıya bu konuda yemin yöneltme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda; ""davacıya yemin metni hazırlaması ve davalıya tebliğe çıkartması hususunda süre verildiği, davacı vekili duruşmada yemin teklifinde bulunmadıklarını imzası altında beyan etmiş olduğundan ve dolayısı ile davacı davasını yasal delillerle ispatlıyamadığı"" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme, ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Mahkemece yukarıda anılan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmuş ise de, gereği yerine getirilmemiştir. Zira; anılan bozma ilamında ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki sözleşmede davalıya 22.500 USD"nin (dolar) nakit olarak verildiği yazılı olup, davalı da bu hususu inkar etmemektedir.
O halde, mahkemece; her ne kadar bozma ilamı gereğince davacıya yemin hakkı hatırlatılmış ise de, bozma ilamında açıkça vurgulandığı üzere söz konusu yemin 77.500 USD yönünden dikkate alınmalıdır.
Buna göre, mahkemece; gerek sözleşmede davalıya nakit olarak verildiği yazılan ve davalı tarafça da inkar edilmeyen 22.500 USD yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda anılan Yüksek 13. Hukuk Dairesinin bozma kararına yanlış anlam verilerek, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.