3. Hukuk Dairesi 2014/19212 E. , 2015/1631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BİRECİK ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2014/228-2014/411
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulü yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının mesken elektrik abonesi olduğunu, davalı görevlileri tarafından kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenip, 19.420,60 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 1.055,19 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
14.01.2012 tarihli davacıya ait mesken hakkında tanzim edilen Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı içeriğinden; Şanlıurfa Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü"nün 21.11.2011 tarihli raporunda T.C. mühürlerinin sağlam olduğu, ancak T.C. mühürleme vidasının ısıtma yöntemiyle yerinden çıkarıldığı, bundan kaynaklanan belirgin izlerin olduğu, akım giriş ve çıkışı arasına başka bir iletkenle köprüleme yapıldığı, bu müdahaleden dolayı, sayacın 98,62 oranında eksik kayıt yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi; "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir.
Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak kullanım tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir. Buna göre EPMH.yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddelerinde, kaçak elektrik tüketim bedelinin saptanması gerekir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının eylemi tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, davacının eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve anılan yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği md.15 ve ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddeleri uyarınca taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir değerlendirme yapılmamıştır. Hükme dayanak söz konusu bilirkişi raporunda, ilgili yönetmelik ve EPDK kararındaki soyut ilkelerin tekrarıyla yetinilmiş; Kaçak tüketime esas gün sayısına, çalışma sürelerine ve hesaplamada değerlendirmeye alınan kurulu güce ilişkin bilirkişi raporunda somut bir açıklama yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosya içine kaçak tutanağına dayanak teşkil eden Şanlıurfa Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü"nün 21.11.2011 tarihli raporu da kazandırılmak suretiyle dosya yeniden başka bir uzman bilirkişiye verilerek bilirkişiden davacı taraftan istenebilecek kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik ve yönetmelik hükümlerine göre yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usül ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli 622 sayılı EPDK kararında belirtilen usül ve esaslara göre yeniden hesaplanması için taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, davalı tarafın istemekte haklı olduğu gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmadan, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.