20. Hukuk Dairesi 2017/3088 E. , 2018/8163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, Büyükşehir Belediye Meclisi nin 11/03/2015 tarih 105 sayılı kararıyla dava açılmasına izin verildiği, ... ... Saray mah., 1242 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı tesis edilirken 107050/732736 hisseye tekabül eden 1070,50 m2 yüzölçümlü 153 nolu bağımsız bölümün İnönü Kapalı Çarşısının terası niteliğinde olup tören alanı olarak kamu ortak malı olarak kullanılan yerlerden olduğu halde arsa payı artırılarak davacı ... adına tescilinin yapıldığı, 634 sayılı Kanunun 4/C maddesi gereği terasların ortak yer konusuna gireceğinin düzenlendiği dolayısıyla arsa payının sadece büyükşehir belediye başkanlığı adına ayrılmayıp diğer kat maliklerininde arsa payları oranında malik olmaları gerektiği, 153 nolu bağımsız bölümün kapalı bir alan olmadığından ve kamu tarafından ortak kullanıldığından bağımsız bölümün niteliğinin tapuda kamu tören alanına çevrilmesi, olmadığı takdirde ilgili yerin arsa payları oranında tüm kat malikleri adına tescilini istemiş, mahkemece somut uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlık niteliğinde bulunmadığı, tüm kat maliklerinin mülkiyet durumunu etkileyebilecek durumda olduğu ve son talep olarak ileri sürülen tapu iptali amaçlı davaların da HMK"daki düzenlemelere göre mahkemenin görev alanında bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, 6100 sayılı HMK"nın 118. maddesi ve devamında düzenlenen davanın açılması üzerine yapılması gereken lahiya safhasının tamamlanmadığı ve tarafların delillerinin toplanmadığı gibi anataşınmaza ait tüm bağımsız bölümleri gösterir tapu kaydının, yönetim planının, mimari projenin getirtilip dosya içerisine alınmadığı ve aynı Kanunun 137. maddesine göre ön inceleme duruşması yapılmadan dosya üzerinden karar verildiği, dosya kapsamı ile bu aşamada denetime elverişli bir karar verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (Örneğin İİK"nın 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi). Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez.
HMK"nın Hukuki Dinlenilme Hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek, iddia ve savunmalarını sunmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.