3. Hukuk Dairesi 2014/10197 E. , 2015/1699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2013/649-2014/75
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine ....nolu abonelikten dolayı Gaziantep 2.İcra Müd."nün 2003/2132 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, bu takip sonrası Gaziantep 2. AHM"nin 2011/709 esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasında elektrik aboneliğinin tapu maliki adı kullanılmak ve onun yerine imza atmak suretiyle yapıldığının tespit edilmesi üzerine davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiğini; bu defa aynı aboneliğe ilişkin Gaziantep 2.İcra Müdürlüğünün 2005/6703 sayılı dosyası ile yeniden icra takibi yapıldığını belirterek, bu abonelikten dolayı davalı kuruma borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Gaziantep 2. İcra Müdürlüğü"nün 2005/6703 sayılı dosyasının, Gaziantep 2.İcra Müdürlüğünün 2003/2132 sayılı dosyasının yenilenerek yeni esas almış hali olduğunu, iki takip dosyası değil sadece bir takip dosyası bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dava konusu abonelik sözleşmesinin davacıya ait olmadığı gibi elektriğin davacı tarafından kullanıldığı iddia ve ispat edilemediğinden davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin hukuksal niteliğinin ne olduğu, eldeki davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde mi, yoksa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre Tüketici Mahkemesinde mi bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde, davalı tarafından 118096 nolu aboneliğe ilişkin elektrik kullanım bedelinin tahsili için davacı aleyhine Gaziantep 2.İcra Müd."nün 2003/2132 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, bu takip sonrası davalı tarafından Gaziantep 2. AHM"nin 2011/709 esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasında elektrik aboneliğinin tapu maliki adı kullanılmak ve onun yerine imza atmak suretiyle yapıldığının tespit edilmesi üzerine davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği; bu defa aynı aboneliğe ilişkin elektrik kullanım bedelinin tahsili için Gaziantep 2.İcra Müdürlüğünün 2005/6703 sayılı dosyasında davalı aleyhine yeniden icra takibi yapıldığı; iş bu davada mahkemece yapılan yargılama neticesinde dava konusu abonelik sözleşmesinin davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, taraflar arasında usulüne uygun şekilde yapılmış bir abonelik sözleşmesi bulunmadığından davacı, TKHK.da belirtilen “Tüketici” tanımına girmemektedir. Bu nedenle davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.
Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında res’en gözetilir. Görev ile ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.