3. Hukuk Dairesi 2014/10214 E. , 2015/1701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 3.TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/08/2012
NUMARASI : 2012/1024-2012/865
Taraflar arasındaki geçici elektrik aboneliği davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; Ankara İli, Mamak İlçesi 38000 ada 7 parselde bulunan meskenine binanın yapı kullanma izin belgesi olmadığından elektrik aboneliği yaptıramadığını belirterek, konutuna elektrik akışının sağlanarak ferdi aboneliğin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Söz konusu adreste bulunan binaya ferdi abonelik yapılması için İmar Kanununun 31.maddesine göre yapı kullanma izin belgesi olması gerektiğini; binaya ait iskan belgesi getirilmeden davacı adına ferdi abonelik tesisinin mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının taşınmazına abonelik tesisine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun Yapı Kullanma İzni başlıklı 30. maddesinde; "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye... ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir" denilmektedir. Yine aynı kanunun Kullanma İzni Alınmamış Yapılar başlıklı 31. maddesinde de; "İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir." hükmü bulunmaktadır.
Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde yapı kullanma (iskan) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların izin alınıncaya kadar belediye hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanamıyacakları açıktır.
Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış olup, buna rağmen yapı kullanma (iskan) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 3194 sayılı İmar Kanununa 5784 sayılı yasanın 25. maddesi ile eklenen geçici 11.maddesi ile bir istisna getirmiştir. 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren bu madde; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür." hükmünü ihtiva etmektedir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; mahkemece davacıya ait bağımsız bölümün yer aldığı binanın yapı (inşaat) ruhsatının temin edilmeden hüküm tesis edildiği ancak temyiz dilekçe eki yapı (inşaat) ruhsatının tetkikinden ruhsat tarihinin 18.09.2008 olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; dava konusu binanın yapı (inşaat) ruhsatının temin edilip yukarıda zikrolunan yasal düzenlemeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.