3. Hukuk Dairesi 2014/21011 E. , 2015/1702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/339-2013/517
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili idareye bağlı kaçak su ekibinin 21/11/2006-19/01/2010 tarihleri arasında Ankara Kültür Çarşısında yapmış olduğu denetimlerde kuruma atık su aboneliği olmadan kanalizasyonun kullanıldığının tespit edildiğini, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğine dayalı olarak kaçak atık su tutanağı düzenlendiğini, davalı tarafından kaçak atık su kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelin ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2012/4606 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; atık suya ilişkin cezanın müvekkilinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu yerinde görülerek, davanın kısmen kabulü ile; Ankara 28. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4606 sayılı takip dosyasında 77,00 TL asıl alacağa itirazının iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55 maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde ""Bu fiili işleyenler hakkında yasal soruşturma yapılmakla birlikte saptanabilmişse o tarihten, saptanamamış ise 3 aydan beri; konutlarda daire başına ayda 10 m3 su tüketildiği varsayılarak saptama tarihindeki konut tarifesinin altı katı cezası ile birlikte; kaçak su kullanan işyeri veya sanayi ise süre bakımından yukarıdaki esasa göre 44.maddeye göre saptanacak ortalama aylık tüketimin saptama tarihindeki işyeri tarifesinin altı katı cezası ile birlikte tahsil edileceği, bu maddenin yollamada bulunduğu 44.madde hükmünde de, güvence bedelinin hesaplanmasına esas su bedelinin konut abonelerinde ayda 10 m3, işyeri ve sanayi abonelerinde işyerinin ve sanayinin büyüklüğü, çalışan personel sayısı ve üretimde suyun rolü dikkate alınarak, Büyük Ankara İçme Kullanma ve Endüstri Suyu Projesi’nin kabul ettiği kişi başına su tüketim miktarı baz alınarak su tüketileceği varsayılarak belirleneceği açıklanmıştır.
Aynı maddenin (f) bendinde ise "ASKİ’nin kanalizasyon hizmetinin bulunduğu yerlerde bu yönetmeliğin 6"ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre ASKİ’ye atık su aboneliği yaptırmak zorunda olup da abone olmaksızın atık suyunu kanalizasyon şebekesine verenlerden, bu maddedeki esaslar dahilinde tespit edilen atık su miktarı tarifesi üzerinden 3 katı olarak tahakkuk ve tahsil edilir."" hükmü getirilmiştir.
Buna göre ister "kaçak su" ister "kaçak atık su" olsun gerçek ya da tüzel kişinin, tüketim miktarı saptanabilmişse o tarihten saptanamamış ise üç aydan beri tüketim yapıldığı varsayılarak tahakkuk ve tahsilin yapılması gerekmektedir.
Oysa somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55. maddesine uygun hesaplama yapılmamış; kaçak atık su kullanım fiilinin saptanabilmiş süresinin net olarak belirlenemediğinden bahisle emsal işyerleri için tüketilen atık su miktarı olan 10m3 (1 ay) üzerinden kullanım bedelinin hesaplandığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalının yönetmelik gereğince sorumlu tutulabileceği kaçak atık su bedelinin hesaplanması konusunda bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmalı varılacak uygun sonuç dairesinde hüküm tesisi olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.