Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/305
Karar No: 2021/2996
Karar Tarihi: 02.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/305 Esas 2021/2996 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, bir malın muvazaalı olarak temlik edildiğini ve vasiyetnamenin geçersiz hale geldiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali, tescili, alacak talebi ve tenkis isteminde bulundular. Davalı ise malın satın alındığını ve banka kayıtlarının gösterdiği gibi müşterek bir hesapta bulunan paranın kullanıldığını savundu. Mahkeme, tapu iptali ve tescil talebi reddedildi ancak alacak talebi kabul edildi. Davacıların miras paylarına isabet eden bedelin davalıdan tahsili kararlaştırıldı. Kararda 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesi gereği taleplerin tümü hakkında karar verilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, mirasın açılış tarihi ve faiz başlangıç tarihi konularında kararda hatalar bulunduğu belirtilerek kararın bozulması kararlaştırıldı. Kararda geçen kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesi, 4721 sayılı TMK'nin 575. maddesi, 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2020/305 E.  ,  2021/2996 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK-TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın iptal ve tescil isteminin reddine, alacak isteminin ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak, mümkün olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...in maliki olduğu dava konusu 379 ada 93 sayılı parseldeki 4 no’lu bağımsız bölümünü 09.05.1990 tarihli vasiyetname ile ikinci eşi olan davalıya vasiyet ettiğini, ancak vasiyete gerek kalmadan anılan taşınmazı 12.11.1997 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, vasiyetnamenin de devir ile birlikte geçersiz hale geldiğini ve aslında mal kaçırma amacını da gösterdiğini, ayrıca mirasbırakana ait farklı taşınmaz satışından elde edilen toplam 234.240,40 TL bedelin ölümünden kısa süre önce davalı hesabına aktarıldığını, davalı tarafından bankadan çekildiğini, tüm bu işlemlerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek, 4 no’lu bağımsız bölüm yönünden tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tescilini, muvazaanın kanıtı olan vasiyetnamenin iptalini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı hesabına aktarılan paradan miras paylarına isabet eden toplam 146.400,00 TL’nin davalıdan tahsili ile yasal faiziyle birlikte ( davalının hesabına geçtiği tarihten başlamak üzere ) payları oranında kendilerine ödenmesini, tüm bu isteklerinin kabul görmemesi halinde saklı payları ihlal edildiğinden işlemlerin tenkisini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu 4 no’lu bağımsız bölümü üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın aldığını, satın alma gücünün bulunduğunu, şahsına ait taşınmazların satışınden elde edilen bedeller ile tasarruf amacıyla biriktirdiği paranın mirasbırakan tarafından inşaat işlerinde kullanıldığını, mirasbırakanın davacı kızları...e bedelsiz daireler verdiğini, diğer çocuklarına da para yardımında bulunduğunu, çocuklarından mal kaçırma amacı bulunmadığını, bankadan aktarılan para yönünden muris muvazaası iddiasının dinlenmeyeceğini, kaldı ki bu paranın kendisine ait olduğunu, tenkis istemi yönünden ise vasiyetnamenin açılıp okunduğu tarihten bir yıl sonra dava açıldığından hak düşürücü sürenin geçtiğini bildirip, davanın tümden reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden iddiaların ispatlanamadığı, tenkis talebi yönünden ise ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ … Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." amir hükmüne yer verilmiştir. Ne var ki; davacılar dava dilekçesinde tapu iptali tescil ile bedel, olmazsa tenkis talebinde bulundukları halde, mahkemece bedel talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi ne uygun şekilde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, iptal ve tescil isteminin reddine, alacak isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle, dava konusu 379 ada 93 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no’lu bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik edildiğinin kanıtlanamadığı gözetilerek yazılı şekilde iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, iptal ve tescil istemi yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Celp edilen Ziraat Bankası kayıtları incelendiğinde; mirasbırakan ... ile davalı ...’e ait ..., no’lu vadesiz hesaba 04.06.2010 tarihinde toplam 144.240,40 TL yatırıldığı, aynı gün anılan bedelin ..., no’lu hesaba aktarıldığı, 21.06.2010 tarihinde davalı ... adına ..., no’lu vadeli hesabın açılarak 144.240,40 TL’nin yatırıldığı, faiz neticesinde paranın 145.143,30 TL’ye ulaştığı ve 10.08.2010 tarihinde bedelin tamamı çekilerek hesabın kapatıldığı kayda dayalı tespit edilmiştir.
Mahkemece, 144.240,40 TL dikkate alınarak davacıların miras paylarına isabet eden bedelin davalıdan tahsiline karar verildiği belirtilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakanın ölümünden kısa süre önce davalı ile müşterek hesabındaki paranın tamamının çekildiği ve davalının münferit hesabına aktarıldığı tespit edildiğine göre, davacıların mirasbırakana ait kısım üzerinde miras payları oranında hak iddia etmelerinin yerinde olduğu saptanarak bedel isteminin kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, 144.240,40 TL’nin çekildiği..., no’lu vadesiz hesabın mirasbırakan ve davalının müşterek hesapları olduğu, aksi banka kayıtlarında yazılı olmadığına göre mirasbırakanın bu hesaptaki paranın yarısının sahibi olduğu ve davacıların da ancak anılan hesaptaki paranın yarısı üzerinden miras paylarına isabet eden bedeli talep edebilecekleri anlaşılmıştır.
Bir başka çözümlenmesi gereken ve temyiz konusu yapılan husus ise, faizin başlangıç tarihine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar lehine hükmedilen bedellere, çekişmeli bedelin davalının hesabına geçtiği 21.06.2010 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nin 575. maddesinde; ‘’ Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Eldeki davada, mirasbırakan ...in 13.08.2010 tarihinde ölümü ile mirasının açıldığı ve davanın tarafları ile dava dışı ...in mirasçılık sıfatını kazandığı ortadadır. Bir başka ifadeyle davacılar tereke üzerindeki haklarını mirasbırakanın ölüm tarihinde kazanmışlardır. Davacılar, çekişme konusu paradan, hak kazandıkları ölüm tarihinden itibaren mahrum kalmaya başlamışlardır.
Hal böyle olunca,..., no’lu vadesiz hesabın mirasbırakan ve davalının müşterek hesapları olduğu gözetilerek bu hesaptaki 144.240,40 TL’nin 1/2’si üzerinden davacıların miras paylarına isabet eden bedellere hükmedilmesi ve mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bedel istemi yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kaldı ki, 144.240,40 TL üzerinden hesaplama yapıldığında davacıların miras paylarına ( 3/24’er ) 18.030,05’er TL düşmekte iken, mahkemece 28.248,08’er TL’ye hükmedilmesi de hatalıdır.
Davalı vekilinin değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı 14.90 TL. bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi