4. Hukuk Dairesi 2015/14890 E. , 2016/608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/07/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, inşaatlarının davalı ... tarafından haksız olarak yıkılması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı, inşaatın kamu yoluna tecavüzlü olduğuna dair mahkeme kararı gereğince yıkım yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının zamanaşımına uğramış ve taraf olmadığı mahkeme kararını gerekçe göstererek yıkım yapmasının doğru olmadığı, maddi ve manevi zararın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı ... tarafından davalılarca yapılan subasman seviyesindeki inşaatın yıkılması nedeniyle bir miktar maddi zarar oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu zarar nedeniyle davacılar yaralanmamış ve yakınlarından ölen ve yaralanan da olmamıştır. Böyle zarar davacıların manevi tazminat istemesini haklı kılmaz. Tekniğin gelişimi ve yaşam çerçevesinin yukarıda belirtilen sınırının dışında kalan eyleme göre manevi tazminat istemi reddedilmelidir.
b) Dosya içeriğinden, yıkıma esas alınan mahkeme kararında her ne kadar davalı ... taraf değilse de, karar içeriğinden davacılara ait inşaatın bir kısmının yola tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararını uygulamak belediyenin görevi değilse de, sonuç olarak kamu yoluna tecavüzlü olduğu anlaşılan bir inşaatın yıkılmasında da kamusal menfaat olması nazara alındığında dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51 ve 52. maddeleri uyarınca uygun bir hakkaniyet indirimi de yapılarak hüküm kurulmalıdır. Kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2a-b) no"lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar evlerinin davalı ... tarafından haksız olarak yıkılması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararlarının tazminini istemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından yıkıma dayanak yapılan mahkeme kararında davalı ... taraf değildir. Bu nedenle söz konusu mahkeme kararının belediye açısından bağlayıcılığı yoktur. İdarenin yıkım faaliyetinin idari bir işleme dayanmadığı da anlaşılmaktadır. Ortada idari bir eylem bulunmaktadır.
Anayasanın 125/1. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işleme karşı yargı yolu açıktır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu"nun 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan tam yargı davaları idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından açılan davalardır.
Hukuk devleti ilkesi gereği faliyetlerini hukuka uygun biçimde yürütmek zorunda olan idarenin hukuka aykırı eylem yapması kural olarak hizmet kusurudur.
Somut olayda yolların bakımı, yapımı, korunması ile ilgili konularda yasal görev ve sorumluluğu olan belediyenin genel yola tecavüzlü binayı kamu görev ve yetkisine dayanarak yıktığı anlaşıldığından, meydana gelen zarardan dolayı idare hukuku kuralları çerçevesinde sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla görevli mahkeme idare mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi değildir. Mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.19/01/2016