3. Hukuk Dairesi 2014/15046 E. , 2015/1817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2013/220-2014/95
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 03.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden vekili Av.S. A. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin babası olduğunu; davalı ile müvekkilinin annesi Mehibe"nin, Köln Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 17.09.1996 tarihli ilamıyla boşandıklarını, kararının 08.11.1996 tarihinde kesinleştiğini; müvekkilinin annesinin 03.03.2013 günü vefat ettiğini, boşanma kararının murisin sağlığında Türkiye"de tanınarak tenfizi sağlanmadığından, davalının, resmi kayıtlarda halen murisin kocası olarak göründüğünü; davalının, bu durumu fırsat bilerek murisin bankalarda bulunan paralarının 1/4"nü, aldığı veraset ilamı gereğince mirasçı sıfatıyla çektiğini; müvekkilinin, davalı aleyhine Urla Asliye Hukuk Mahkemesi"nde (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) tanıma ve tenfiz ve Urla Sulh Hukuk Mahkemesi"nde veraset ilamının iptali davaları açtığını, davaların derdest olduğunu; davalının, mirasçı olmadığını bile bile hakkı olmayan paraları çekerek murisin tek mirasçısı olan müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; toplam 213.997 Euro ile 11.513 USD"nin, davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılması gerektiğini savunarak, yetki itirazında bulunmuş; diğer taraftan, davacının, Urla Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinde açtığı tanıma ve tenfiz davasıyla eldeki dosyanın irtibatlı olduğunu belirterek; dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının, ...../İstanbul adresinde ikamet ettiğinden bahisle, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Sebepsiz Zenginleşme, Türk Borçlar Kanununda düzenlenen üç borç kaynağından biri olup, Türk Borçlar Kanununun 1. Kısmının, 1. Bölümünün 3. Ayrımında 72-82. maddeler arasında hükme bağlanmıştır.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi gereğince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan davalara Aile Mahkemesinde bakılır.
Bu bağlamda, sebepsiz zenginleşme; Türk Medeni Kanununda düzenlenmediğinden, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davalarına Aile Mahkemelerinde bakılamaz.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında res’en gözetilir.
Somut olayda; dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış; ancak, mahkemece, dosyanın İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacının talebi, Türk Borçlar Kanununda düzenlenen borç kaynaklarından biri olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi olduğundan; davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Tarafların baba-oğul olmaları, davanın Aile Mahkemesinde görülmesini gerektirmez.
Hal böyle olunca, mahkemece; davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu hususu düşünülmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu, dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi yönünde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.