3. Hukuk Dairesi 2014/19898 E. , 2015/1878 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı M.. T.. ile davalı M.. Ç.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasına dair Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.10.2012 günlü ve 2007/255 E. - 2012/561 K. Sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 10.06.2014 günlü ve 2014/8225 E. - 2014/9295 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; ..... ilçesi, .... Mahallesi 126 ada, 212 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın taraflara ait olduğunu, taşınmazın tarafların murisi H. T. "a 1974 yılında 775 sayılı gecekondu kanunu uyarınca verildiğini, tescil için gerekli taksitlerin murisin maddi gücü olmaması nedeniyle Almanya"da çalışan davacı tarafından gönderildiğini, tescil şartları için taşınmaz üzerine bina yapılması gerektiğinden hak kaybı olmaması için taşınmaz üzerindeki evi davacının inşaa ettiğini, murisin sayılan nedenlerle taşınmazı davacıya intikal ettirmek istediğini, ancak 20 yıl süre ile intikale sınırlama getirildiğinden bu işlemin yapılamadığını, bu sebeple murisin ..... Noterliği"nin 03.09.1981 tarih ve 4294 yevmiye sayılı vasiyetnamesi ile taşınmazı müvekkiline bıraktığını, murisin 09.07.1988 tarihinde vefat ettiğini, tüm mirasçıların taşınmazın bedelinin davacı tarafından ödendiğini ve binanın yine davacı tarafından inşa edildiğini, davalı dışındaki mirasçıların taşınmaz üzerindeki haklarını müvekkiline intikal ettirdiklerini, davalının ise dava konusu taşınmaz için izale-i şuyu davası açtığını belirterek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davacı 22.08.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile; davaya konu taşınmazın muris tarafından davacıya vasiyet edildiğini belirterek dava açıldığını, ancak vasiyetname dava tarihinde henüz açılmadığı için vasiyetnamenin tenfizini talep etmediklerini, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/554 Esas sayılı dosyası ile açıldığını, bu nedenle vasiyetnamenin tenfizi suretiyle taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava için zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, dava konusu taşınmazın ve üzerindeki binanın bedelinin davacı tarafından ödendiği iddiasının yerinde olmadığını, davacının diğer mirasçılardan daha fazla pay alması için, muris tarafından davacı lehine vasiyetname düzenlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının atanmış mirasçı olduğu, atanmış mirasçılarda mirasın, miras bırakanın ölümü ile kazanıldığı, mirasçı atanan kişinin, miras bırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden ayni bir hak kazandığı, bu durumda miras bırakandan intikal eden ayni hakların atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin tenfizini talep etmeye, dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç bulunmadığı, atanmış mirasçıya buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesinin yeterli olduğu, bu nitelikteki belge ile ayni hakkın tapuda davacı adına tescilinin olanaklı olduğu gerekçesiyle, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından, davanın HMK"nun 114/1h ve 115/2"nci maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Verilen bu karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 gün ve 2014/8225 E- 2014/9295 K. sayılı kararı ile onanmış, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.
Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu"nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi"nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.
Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;
a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. ( TMK. m.510 ),
b- Koşullar ve yüklemeler ( mükellefiyetler) konulabilir ( TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521),
c- Mirasçı atanabilir ( TMK.m.516 ),
d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517 ),
e- Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça ( MK. m.598 ) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)
Medeni Kanunun 599. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı, sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. Vasiyetname ile mirasçı seçilenlerin, ( Mirasçı nasb edilenler) hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hakiminden isteyebilirler ( Bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı olmak üzere ) (MK. m.598 ). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirasçılık belgesidir.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, durumu ise daha farklıdır. Medeni Kanunun 600.maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.
Somut olayda; ........ Noterliğinin 03.09.1981 tarih ve 4294 yevmiye nolu Resen Düzenleme Suretiyle Vasiyetnamenin incelenmesi sonucunda; Vasiyet edenin Hayriye Taşan, Vasiyet Olunanın M.. T.. olduğu, Muğla İli, ....... İlçesi, .....Mahallesi, ......... Mevkiinde kain tapunun pafta 17, ada no 127, parsel no 212 de bulunan, 182 m2 87 cm2 arsa üzerine 775 sayılı Kanun gereğince arsaya yapılan bina ve harfiyatın bedelini oğlu M.. T.. ödediğinden, bu gayrimenkulü oğlu M.. T.."a bıraktığını arzu ve niyet ettiğini belirtmiştir.
Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 15.02.2013 tarihli, 2013/57 E-2013/86 K sayılı İlamının incelenmesi sonucunda; davacı M.. T.. tarafından .......... Noterliğinin 03.09.1981 tarih ve 4294 yevmiye nolu Vasiyetnamesine dayanılarak, tapu sicil müdürlüğünde intikal işlemlerini yaptırmak için, mirasçılık belgesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucu müteallik vasiyetnameye dayanılarak mirasçılık belgesi verilemeyeceği gerekçesiyle, talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili Av. H.. F.. tarafından 26.11.2014 tarihinde vasiyetnameye dayanılarak tescil talebinde bulunulduğu ve Tapu Kadastro Müdürlüğüne başvurulduğu, talebin değerlendirilmesi sonucunda; taşınmazın tamamlandığını belirten ve tescil hükmünü de içeren tenfiz kararı ve hakim tarafından tescil için yazılan yazı ile birlikte talebin işleme konulacağı bildirilmiştir.
Yukarıda belirtilen hususlar da dikkate alındığında, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece davacının vasiyetnamenin tenfizine ilişkin talebinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Ne var ki, yukarıda belirtilen gerekçe ile mahkeme kararının bozulması gerekirken zuhulen onandığı anlaşılmakla; davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin 10.06.2014 gün ve 2014/8225 E- 2014/9295 K. sayılı Onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.