1. Hukuk Dairesi 2015/7847 E. , 2018/880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile manevi tazminat, iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde maddi tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, davalı ...’e verdiği vekaletin kötüye kullanılması sonucu devredilen 1064 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa taşınmazın değerinin tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 38.000TL ile 20.000TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı ..., satış işleminin hukuken geçerli olup, iyiniyetli 3.kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...Somut olaya gelince; ikinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalı ..."in iyiniyet savunmasının sübutu halinde adı geçenin taşınmazı edinimine değer verileceği ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davalı kayıt maliki davalı ..."in iyiniyetli olup olmadığının araştırılması,sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesi ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davalı ... ve ... yönünden el ve işbirliği içerisinde hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabülüne, davalı ... yönünden üçüncü kişi olarak iyiniyetli olduğu ve TMK 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 1064 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 6 nolu bağımsız bölümü davacıya ait iken davacının 19.08.2004 tarihli vekaletname ile babaannesi olan davalı ..."i satışa yetkili olmak üzere vekil tayin ettiği, vekil tarafından çekişmeli bağımsız bölümün davalı ..."e 05.04.2010 tarihinde 38.000,00.-TL bedelle, davalı ... tarafından da davalı ..."e 16.04.2010 tarihinde aynı bedelle tapuda satış suretiyle temlik edildiği,çekişmeli bağımsız bölümün keşfen saptanan gerçek değerinin 58.000,00.-TL olduğu,davalı ... ile ... uzun yıllar aynı apartmanda karşılıklı oturdukları ve birbirine gidip geldikleri anlaşılmaktadır.
Somut olaya gelince; bozma sonrası çekişmeli bağımsız bölümün keşfen saptanan gerçek değerinin 65.000,00.-TL olduğu ve 07.11.2014 tarihli keşifte davalı ... “... Satın aldığımda kalorifer tesisatı yoktu, size göstermiş olduğum mutfak dolaplarının bazıları yoktu, ek dolabı ben yaptırdım. Balkon kapalıydı. Ancak balkon içindeki tezgah ve musluk su çekmesini ben yaptırdım. Yerler mineflo idi. Islak zeminler aynı şekildeydi. Gömme dolabı ve iç mantolamayı ve duşa kabini ben yaptırdım. Satın aldığımızda küçük tuvalet antreye katılmıştı, fayansları kırdırdık, badana yaptırdık. Mutfak açıktı, mutfakla salon arasında duvar vardı, yarım duvar üzeri masaydı. Biz onu kaldırdık, tencerelerim için dolap yaptırdık ...” şeklindeki beyanda bulunduğu, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna bakıldığında raporda davalı ... dava konusu taşınmazı temlik aldıktan sonra taşınmazda yaptığını iddia ettiği faydalı ve zorunlu masrafların tespit edilen değerin içinde olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı, davalı ... tarafından yapılan zorunlu ve faydalı masrafların belirlenmesi durumunda taşınmazın tespit edilecek değerinden bu değerin düşürülmesi suretiyle bulunacak değerden davalıların müştereken sorumlu olacağı açıktır.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ... ve davalı ..."in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.