10. Ceza Dairesi 2019/2334 E. , 2019/5773 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 21/05/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2018 tarihli ve 2017/427 esas, 2018/895 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 10/02/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca tedbirin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce uyarılı ilk başvuru davetiyesi tebliğ edildiği ve sanığın kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladığı, ancak tedbirin infazı sırasında uyarılara rağmen yükümlülüklerine aykırı davranmakta ısrar ettiği gerekçesiyle TCK’nın 191/4. maddesinin (a) bendi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2018 tarihli ve 2017/427 esas, 2018/895 sayılı kararıyla, “sanık hakkında daha önce... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarih 2015/136 esas 2015/123 sayılı ilamıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın yargılama konusu eyleminin bu önceki kararın denetim süresi içinde işlendiği ve TCK 191/5. maddesi gereğince ihlal niteliğinde olduğu” gerekçesiyle, “kamu davasının düşürülmesine” ve “gereğinin takdir ve ifası için... 13. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına” karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği,
./..
Somut olayda, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, 191/3. maddesi gereğince bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği ve bu kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uygulanmak suretiyle 08/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce çağrı yazısının da 21/03/2016 tarihinde aynı şekilde tebliğ edilmesini müteakip, 24/03/2016 tarihinde denetime başlanıldığı, denetim sırasında sanığın yükümlülük ihlâli yapması nedeniyle sanığın uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının 19/09/2016 tarihinde doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince tebliğ yapılmasını takiben yükümlülüklerine uymadığı gerekçesiyle denetim dosyasının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, mahkemesince yapılan yargılama sonunda, sanığın 07/07/2014 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarihli ve 2015/13 esas, 2015/123 sayılı kararı ile mahkûmiyetine, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verildiği ve dosya kapsamındaki suçun da sözü edilen denetim süresinde işlenip denetimin ihlâli niteliğinde olduğundan bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de; öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında, doğrudan mernis adresine yapılan uyarı tebligatının usulsüz olduğu, bu hâlde sanığın uyarılmasından bahsedilemeyeceği gibi, yükümlülüklerine uymamakta da ısrar etmiş sayılamayacağının kabulünün gerektiği cihetle, kamu davası hakkında durma kararı verilerek, hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek,... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2018 tarihli ve 2017/427 esas, 2018/895 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar Mahkemece, “yargılama konusu olan 10/02/2016 tarihli suçun, sanık hakkında daha önce 07/07/2014 tarihli suç nedeniyle verilmiş olan... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarihli ve 2015/136 esas, 2015/123 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiği, bu nedenle TCK 191/5 maddesi gereğince ihlal niteliğinde olduğu” gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de,... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında verilmiş bir karar olmadığı, genel hükümlere göre CMK’nın 231. maddesi uyarınca verilmiş olduğu, bu nedenle yargılama konusu olan 10/02/2016 tarihli suçun, 19/03/2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlenmiş olması nedeniyle TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca düşme kararı verilme koşulları bulunmadığı, bununla birlikte eğer Mahkemece yargılama konusu suçun önceki suçtan dolayı 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesi kapsamında verilmiş olan “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının veya aynı Kanun maddesi kapsamında verilmiş olan bir “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararının denetim süresi içinde işlenmiş olduğu tespit edilse dahi, doğrudan düşme kararı verilmeyip, somut olayda olduğu gibi önceki suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişse, bu kararı veren Mahkemeye birleştirme talepli ihbarda bulunularak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra birleştirme kararı verilip, her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek TCK’nın 191/5. maddesi gereğince ikinci suçtan açılan dava bakımından düşme kararı verilme koşullarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinden, kamu davasının düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma talebi kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının düşürülmesine dair... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2018 tarihli ve 2017/427 esas, 2018/895 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 23.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.