Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1603
Karar No: 2019/7833
Karar Tarihi: 14.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1603 Esas 2019/7833 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/1603 E.  ,  2019/7833 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile 2005 yılında evlendiklerini, Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/270 E. - 2013/53, K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma davası derdest iken yanına sadece kıyafetlerini alarak müşterek konuttan ayrıldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının ise müşterek konutta kaldığını; müşterek konutta bulunan diğer ev eşyalarının ise davalı ile aralarında paylaşıldığını, bu hususta tutanak düzenlendiğini, ilgili tutanağın köy muhtarı ve dört tanık huzurunda ve onların katılımı ile düzenlenerek imzalandığını, tutanakta kendisine ait olduğu belirtilen ev eşyalarının da davalının uhdesinde bulunduğunu ileri sürerek; düğünde takılan ziynet eşyalarından 14 adet her biri 25 er gram olan bilezik, 1 adet üçlü Adana burma bilezik, kolye, küpe ve künyeden oluşan 1 adet set takımı, 7 adet çeyrek altından yapılmış olan kolye ile çeyiz eşyalarından 1 adet ütü, yatak odası ve halıları ve 3 adet battaniye ve yorganın aynen iadesine; aynen iadenin mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500,00 TL bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 17.10.2018 havale tarihli dilekçesi ile çeyiz ve ziynet eşyası alacağı yönünden talebini 46.290,00 TL olarak belirlemiştir.
    Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evlendikten bir müddet sonra düğünde takılan ziynet eşyalarının davacının babasına emanet edildiğini, altınların daha sonra davacının babası tarafından bozdurulduğunu, araba satın alındığını ve sonrasında kendilerine iade edilmediğini; bahse konu ilgili tutanakta imzasının bulunmadığını, talep edilen diğer eşyaların tamamının ise davacının uhdesinde bulunduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının iddiasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 09.02.2017 tarihli ve 2015/15738 E.- 2017/1144 K. sayılı ilamı ile, "...13.10.2011 tarihli tutanak başlıklı belgede; davalının eşine ait olan bazı eşyaları Antalya"ya götürdüğü ve eksik eşyaların neler olduğu şahitler ve ailelerce tutanak altına alınmıştır. Bu tutanak, davacının babası, davalının annesi, babası ve kardeşi tarafından imzalandığı ve dosya kapsamından tutanaktaki imzalara herhangi bir itirazın olmadığı görülmektedir. Ayrıca, davacı vekili, tarafların evlenmesi sırasında çekilen resim ve kamera kayıtlarını delil olarak göstermiştir. Hal böyle olunca, 13.10.2011 tarihli tutanakta imzası olan kişiler tanık sıfatıyla dinlenmeli, ondan sonra dosya konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek dinlenen tanık beyanları ve varsa davacının ziynet eşyaları konusunda tutulan tutanaktaki 4. bentte yer alan takılar ve paralar sorulmalı; bundan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan kuyumcu bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kabulüne, her biri 25 gram 14 adet bilezik ( 30.800,00 TL ), 3 adet 95 gram ağırlığında üçlü Adana burma bilezik ( 8.360,00 TL), kolye, küpe ve künyeden oluşan 1 adet set takımı ve 7 adet çeyrek altından yapılan 1 adet künyenin ( 1.825,00 TL ) aynen iadesine; bu mümkün olmazsa ise, toplam ziynet eşyası bedeli olan 40.600,00 TL nin; çeyiz eşyalarından 1 adet ütü ( 50.00 TL ), 1 adet yatak odası takımı ( 500,00 TL ), 1 adet halı ( 100,00 TL ), 3 adet battaniye ( 100,00 TL ), 1 adet yorganın ( 40,00 TL ) aynen iadesine; bu mümkün olmaz ise, 790,00 TL eşya bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. maddesi hükmüne göre; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinini gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. "
    HMK"nın 281. maddesinde ise; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
    Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan kuyumcu bilirkişi raporunda, davacı tarafından delil olarak dayanılan düğün kamera kayıtları ve fotoğrafları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmaksızın, davacı tarafından iadesi istenilen ziynetlerin dava tarihi itibariyle değeri açıklanmış olup, değer tespiti yapılırken ziynetlerin yaklaşık kaç ayar olduğu da belirtilmemiştir. Rapor, bu haliyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın kuyumcu bilirkişiye tevdi ile, talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve nitelikleri göz önünde bulundurularak, dosyada mevcut düğün CD ve fotoğrafların titizlikle incelenmesi, davacı tarafından talep edilen ziynet eşyalarının incelenen fotoğraf ve CD kayıtlarında mevcut olup olmadığının tespit edilmesi, gram, ayar ve niteliklerinin tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek belirlenmesi noktasında, ayrıntılı, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-) Kabule göre de;
    Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri de taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre; hâkim, tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat, hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur.
    Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırlarını belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
    Somut olayda; davacı ziynet eşyası yönünden talebini 14 adet bilezik, 1 adet üçlü Adana burma bilezik, 1 adet kolye, küpe ve künyeden oluşan set takımı ve 7 adet çeyrek altından oluşan kolye ile sınırlamış; eşya alacağına yönelik ise talebini 290,00 TL olarak belirlemiştir. Buna rağmen; mahkemece, davacı tarafından talep edilmeyen 2 adet üçlü Adana burma bileziğin iadesine karar verildiği gibi, yine eşya alacağı karşılığı 790,00 TL nin de davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, talep aşılarak hüküm kurulmuştur.
    O halde, mahkemece; taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde, maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi