1. Hukuk Dairesi 2015/7081 E. , 2018/978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, ... ilinde meydana gelen iki ayrı deprem neticesinde evleri yıkılan veya ağır hasar görenlerin yapılan kalıcı konutlardan hak sahibi yapıldıklarını, bu kapsamda davalının da 212 ada 22 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olması gerekçesi ile 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 nolu bağımsız bölümün teslim edildiğini ancak davalının 22 parsel sayılı taşınmazdaki payını 04.07.1994 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğinin anlaşılması üzerine hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazdaki payını inşaat yapılması amacıyla dava dışı kardeşi ...’ya temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın temlik edildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar Dairece; “ ... dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş ve 6100 sayılı HMK. nun 125. (1086 sayılı HUMK.nun 186.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacı yana tercih hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan usul kuralına göre işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir ...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, depremde ağır hasar gören mirasbırakanı ...’ya ait 212 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki payı karşılığında çekişmeli taşınmazı 09.08.2001 tarihinde teslim aldığı, davalının 212 ada 22 parseldeki payını vekil aracılığıyla 04.07.1994 tarihinde kardeşi ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, temlikten dolayı davalının hak sahipliğinin ... Valiliği Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyon’u kararı ile 04.10.2007 tarihinde iptal edildiği, davalının dava konusu 12 nolu bağımsız bölümü ... .Noterliği’nin 06.12.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi dava dışı ...’a devretmeyi taahhüt ettiği, dava dışı ...’in ... .Asliye Hukuk Mahkemesi’nde satış vaadine dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilerek kararın 07.05.2012 tarihinde kesinleştiği, mülkiyet hükmen el değiştirdiğinden bozma kararı sonrası davacının tercih hakkını bedelden yana kullanmak suretiyle 75.000 TL kamu zararının tahsilini talep ettiği daha sonra davasını ıslah ederek talebini 80.000 TL ye çıkardığı, taşınmazın değerinin keşfen 80.000 TL olarak saptandığı, davalının yapı bedeli olarak toplam 14.521 TL ödeme yaptığı sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; bozmadan sonra HMK"nun 177. maddesi gereğince ıslah mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davalının yasal koşulları taşımadığı halde temlikten önceki tapu kaydı ile hak sahibi olduğu, adına olan hak sahipliği belgesinin iptal edildiği bu suretle davalının yanıltıcı belge ile çekişmeli taşınmazı edindiği bu nedenle iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca; bozmadan sonraki ıslah geçerli olmayacağından davacının tercih hakkını kullandığı değer (75.000 TL ) üzerinden davalının taşınmaz için ödediği bedelin (14.521 TL) güncellenmeden ödediği miktar kadar düşülmesi suretiyle belirlenecek alacağın hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazının reddine. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.