3. Hukuk Dairesi 2018/1896 E. , 2019/8016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01/07/2008 tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereğince ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan ... Mall Alışveriş Merkezi"nin 1. bodrum katında 23 nolu bağımsız bölümünde ... Güzellik Salonları ile ... adlı iki adet ticari işletmenin dekor ve malzemelerini düzenleyerek işletmeye başladığını, davalının AVM"nin tamamına malik olduğunu, 09/09/2009 tarihinde yağmur yağdığını ve davalı şirket gerekli önlemleri almadığından yağmur sularının alışveriş merkezine girmesi sonucunda 1. ve 2. katların tamamı sular altında kaldığından her iki işletmenin de kullanılamaz hale geldiğini, olayın istinat duvarı bulunan yerin yıkılarak bahçeye çevrilmesinden ve kullanılmasından kaynaklandığını, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/529 D. İş sayılı dosyası ile uğranılan zararların ayrıntılı olarak tespit edildiğini, olaydan sonra dükkanların eski haline getirilip teslim edilmesi gerektiği halde sekiz aylık süre sonunda teslim edildiğini, bu süreçte AVM müşteri ziyaretine kapalı olduğundan ciro kaybı oluştuğunu, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/461 Esas sayılı dosyası ile aynı şekilde dava açıldığını, ancak davalı tarafın iş bölümü itirazı nedeniyle yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderme kararının, süresinde talep edilmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalının oluşan zararları gidermeye yanaşmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla malzeme, dekor ve dükkan içerisinde bulunan diğer eşyalar için şimdilik 5.000TL ile ciro kaybının karşılanması amacı ile şimdilik 5.000TL olmak üzere toplam 10.000TL maddi zararın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, olayın 09/09/2009 tarihinde gerçekleşmiş olup haksız fiil temelli bina malikinin sorumluluğu çerçevesinde yöneltilen talebin zaman aşımına uğradığını, iddiaların ispatına yönelik delil sunulmadığını, zararın olağan dışı bir tabiat olayı sonucunda meydana geldiğinden mücbir sebep niteliğine haiz olduğunu, sözde hukuka aykırı davranış ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağının bu sebeple kesildiğini, sel baskınının öngörülemeyen ve önüne geçilemeyen bir vakıa olduğunu, zararlı sonucun önlenmesi için kendisinden beklenebilecek normal ve objektif ölçülere uygun her türlü tedbiri aldıklarını, öte yandan kira sözleşmesinin ihlaline dayanan herhangi bir sorumluluğunun da bulunmadığını zira sözleşmede kiraya verenin sorumluluğuna karşı rücu hakkından feragate ilişkin hüküm bulunduğunu, binayı kendisinin inşa etmeyip sonradan devraldığını, ciro kaybı yönünden hasara konu sel baskınının gerçekleşmesini müteakip AVM"nin yeniden faal duruma geçirilmemesine istinaden zarara uğradığı iddiasının sözleşmedeki kararlaştırma nedeniyle dinlenilemeyeceğini, kaldı ki AVM"nin en kısa sürede yeniden hizmete açılması için gerekli tüm çalışmaların yapıldığını, yokluklarında yapılan delil tespitini ve alınan raporu kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, şiddetli yağış nedeniyle oluşan sel " mücbir sebep olarak " kabul edilmesinden dolayı, davalının kasti bir hareketi veya kusuru bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 01/08/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan, ... Alışveriş Merkezi"nde bulunan 1B 20 nolu mağaza olup "..." markası ismi altında bayan kuaför ve güzellik salonu işletmesi olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Davacının ... Alışveriş merkezinde davalının kiracısı olduğu, 09/09/2009 tarihinde meydana gelen sel baskınında alışveriş merkezinin birinci ve ikinci katını su bastığı hususları çekişmesizdir.
6098 Sayılı TBK"nun 69. maddesinde; "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." hükmü düzenlenmiştir. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması yine de bir bakım eksikliği sayılır. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğunu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutulurken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)
Yine, Türk Borçlar Kanunu"nun 301. maddesine göre kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Bu hüküm kiracı aleyhine değiştirilemez.
Aynı Kanunun 60. maddesi"nde " Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir." düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda; davalının kusur durumu iki noktada toplanmaktadır. Birincisi, meydana gelen sel baskınında davalıya bir kusur yüklenilip yüklenilemeyeceği, iddia edildiği gibi gölet tarafındaki istinat duvarının projeye aykırı kaldırılmasında davalıya atfedilebilecek bir kusurun olup olmadığı; ikinci olarak da sel baskınından sonra alışveriş merkezinin teknik ve estetik açıdan yeniden müşteri hizmetine açılmasında davalı tarafından tüm gayretin gösterilip gösterilmediğidir. Bu konuda, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Buna göre; öncelikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun kusursuz sorumluluk başlığı altında düzenlenen yapı malikinin sorumluluğu ilkeleri gereğince sözleşmesel ilişki dışında bina sahibinin kusursuz sorumluluğu kapsamında da sorumlu olabilecekleri hususu Türk Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi uyarınca gözetilerek, tarafların kusur durumları değerlendirilip, kiraya verenin sorumlu olup olmadığının tespiti açısından sel baskınının binanın yapımındaki bozukluktan meydana gelip gelmediği konusunda araştırma yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. Maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.