Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5326
Karar No: 2019/8064
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/5326 Esas 2019/8064 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/5326 E.  ,  2019/8064 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile mesire yerinin işletmeciliği konusunda 04/04/2008 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşme gereğince tesisleşme ve gelişme planı yapma hazırlıklarına başladığını, ancak yerin 1. derece sit alanı olduğu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı"nın onayı olmaksızın kiraya verilemeyeceğinin öğrenildiğini, sözleşmenin hukuka aykırı olarak yapılması nedeniyle baştan itibaren geçersiz olduğunu belirterek, sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kira bedeli ve diğer masraflara (kira-ağaçlandırma-devir bedeli, personel maaş ödemeleri, SSK ödemeleri, tapu kadastral inceleme masrafı, güvenlik şirketi ödemeleri, sahanın sigorta masrafları, gelişme planı proje çizim bedeli ve rölove, tapu masrafları) mahsuben şimdilik 100.000,00 TL tazminatın davalıya yapılan en eski ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalıya depozito olarak verilen 65.000 TL bedelli banka teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/06/2012 tarihinde talebini 256.200,87 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı, taşınmazın ihale ile 2004 yılında başka bir şirkete kiraya verildiğini, davacı şirketin bu kira sözleşmesini devraldığını, davacının yeni tesis yapma hakkının idari izinlerin alınması şartına bağlı olduğunu, 15.02.2010 tarihinde tesislerin davacıdan teslim alındığını, eksiklikler için davacıya 15 gün süre verildiğini, davacı tarafından eksiklikler tamamlanmadığı için elemanlarınca keşif yapılarak gerekli bakım onarım ve eksikliklerin giderilmesi hazırlıklarının başladığını, bunların sözleşme hükümleri gereği depozitodan karşılanacağını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne, 100.000,00 TL"nin dava tarihi olan 18/02/2010 tarihinden itibaren, 156.200,87 TL"nin ıslah tarihi olan 06/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, teminat mektubunun talep halinde davacı vekiline iadesine dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 20.05.2014 gün ve 2013/14351 E., 2014/6408 K.sayılı ilamı ile; "Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından
    davalı idareye ödenen tüm bedellerin 1/3’ü olan 217.040,21 TL ve davacı tarafından gelişme projesi için yapılan 39.160,66 TL masraf toplamı 256.200,87 TL’nin tahsili ve teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir. 1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davalı vekilinin kira bedellerinin 1/3 indirilmesine ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde; ..Kira sözleşmesinin feshinden sonra kira bedelinin indirilmesi talep edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir. ...Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gece konaklaması yapılamadığı için kira bedelinin indirilmesi gerektiğine dayalı olarak hesap yapılmış ise de; davacı tarafından gece konaklamasının yapılmasının engellendiğine ilişkin bir iddia ve bu hususta bir delil de sunulmadığından bu nedenle de davanın reddi gerekir. 3-)65.000 TL’lik depozito olarak verilen teminat mektubunun iadesine gelince; ...Davalı idare ile davacı şirket yetkilileri arasında düzenlenen 15.02.2010 tarihli kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksikler belirlendikten sonra, bu eksiklerin tamamlanması için davacı şirkete 15 günlük süre verildiği, bunların tamamlanması durumunda depozito bedelinden karşılanacağının belirtildiği görülmektedir. Bu durumda yapılan bu protokol dikkate alınarak depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğinin tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmüm bu nedenlerle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuş, davacı tarafın kararın düzeltilmesi istemi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 26.02.2015 tarihli ve 2014/10552 E., 2015/1904 K.sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı aleyhine açtığı kira bedelinin indirilmesi ve tazminat alacağı talebini içerir davasının reddine, davacının davalı aleyhine açtığı teminatın iadesi talebi içerir davasının kabulü ile ... Bankası A.Ş. ... Sanayi şubesinden verilen 07/02/2008 tarihli 65.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (9.5.1960 gün 1/9 sayılı YİBK).Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
    Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece bozma öncesi verilen kararda; davalı idareye ödenen tüm bedellerin 1/3’ü olan 217.040,21 TL ve davacı tarafından gelişme projesi için yapılan 39.160,66 TL masraf toplamı 256.200,87 TL’nin davalıdan tahsiline verilmesine karar verilmiş olup, kararın davalı tarafından temyizi üzerinde Yargıtay 6. Hukuk Dairesince davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, kira bedellerinin indirilmesi talep edilemeyeceğinden bu talebin reddi ve taraflar arasındaki protokol tartışılarak teminat mektubunun iade edilip edilmeyeceğinin tartışılması yönünden hükmün bozulmasına karar
    verilmiş, bu haliyle 39.160,66 TL masraf hakkındaki hüküm kesinleşmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozma sonrasında davacının usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek, gerekçe de açıklanmadan kesinleşen 39.160,66 TL masraf yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-) Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Somut olayda mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
    Mahkemece uyma kararı verilen Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2013/14351 E., 2014/6408 K..sayılı ilamının 3.bendinde; davalı idare ile davacı şirket yetkilileri arasında düzenlenen 15.02.2010 tarihli kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksikler belirlendikten sonra, bu eksiklerin tamamlanması için davacı şirkete 15 günlük süre verildiği, bunların tamamlanması durumunda depozito bedelinden karşılanacağının belirtildiği, bu durumda yapılan bu protokol dikkate alınarak depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğinin tartışılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
    Ne var ki mahkemece; bozma ilamına uyulma kararı verilmiş ise de, davalı tarafça taşınmazda eksiklik bulunup bulunmadığı hususunda bir savunmada bulunulmadığı, davacı yanın yapması gereken iş ve işlemlerin davacıya bildirilmediği, davacı yanın giderilmesi gereken bir eksikliğin varlığı iddia ve ispat edilmediği, teminat mektubunun güvence olma özelliği kalmadığı gerekçesiyle teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
    Oysa ki dava dilekçesi ekinde bulunan 15.02.2010 tarihli kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksiklerin belirlendiği, bu protokolün davacı kiracı tarafından da imzalandığı, eksiklilerin/yapması gereken iş ve işlemlerin bu protokol ile davacının bilgisi ve kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde Mahkemece; gerektiğinde yerinde keşif yapılıp, 15.02.2010 tarihli protokolde belirlenen eksiklikler yönünden, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması, kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi, gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğine karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi