Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yoluyla başlattığı takipte ödeme emrinin iptaline karar verildiğinden, önceki itirazın geçerliliğinin kalmadığını ileri sürerek icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine dair işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu,  mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 62.maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Aynı Kanunun 78/1.maddesine göre de, ödeme emrindeki itiraz müddeti geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı refolunduktan sonra alacaklı haciz konulmasını isteyebilir.
Somut olayda, alacaklının kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yoluyla başlattığı takipte ödeme emrinin borçluya 18/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 28/09/2009 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, İzmir 6.İcra Mahkemesi"nin 13/10/2009 tarih ve 2009/1252 E.-1289 K.sayılı kararı ile sözkonusu ödeme emrinin iptal edildiği, alacağın 16/09/2011 tarihinde temlik edildiği, temlik alacaklısının 08/06/2011 tarihinde takibin yenilenmesini ve borçluya ödeme emri tebliğini talep ettiği, yeni ödeme emrinin borçluya 20/07/2011 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin haciz talebinin, daha önce takibe itiraz edildiği gerekçesi ile icra müdürlüğünce 11.04.2011 tarihinde reddedildiği, şikayet tarihinden sonra 14/05/2012 tarihinde borçlu vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu dilekçesinde, vekil vasıtasıyla takibe itiraz edildiğinden yeni çıkarılan ödeme emrinin de vekile tebliği gerektiğinden bahisle borca itirazlarını bildirdiği görülmektedir.
Borçlu, vekili vasıtasıyla borca itiraz etmiş ise de, itirazın kaynağı olan ödeme emri icra mahkemesince iptal edildiğinden sözkonusu itirazın hükmü kalmaz. Diğer bir anlatımla, ilk ödeme emrinin iptali üzerine borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ edildiğinde borçlunun bu ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresinde yeniden borca itirazlarını bildirmesi gerekir. Aksi halde, daha önceki itiraz hükümsüz kaldığından alacaklının takibe devam etmesi ve kesinleşen takipte İİK.nun 78.maddesi gereğince haciz talebinde bulunmasına yasal engel yoktur. Kaldı ki, borçluya gönderilen  ilk ödeme emrinin 18/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, yukarıda açıklanan İİK.nun 62.maddesinde öngörülen yedi günlük  süreden sonra 28/09/2009 tarihinde borca itiraz ettiği görülmekle, süresinde yapılmayan itiraz  takibi durdurmayacağından alacaklının haciz talep etmesi mümkündür.
O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.