3. Hukuk Dairesi 2019/1781 E. , 2019/8212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; ... ili, ... ilçesi ... Mahallesi ... Odaları Sok. 1135 ada, 10 parsel 80/240 arsa paylı depolu dükkanın 07.07.2005 tarihinde vefat eden murisleri ... kendilerine intikal ettiğini, 03.04.2007 tarihinde ise muris ... kızları davacılardan ... ile ..."ın mevcut hisselerini diğer davacı anneleri ..."a sattıklarını, maliki oldukları binanın ortak maliklerinden birinin de davalı olduğunu, davalının 2001 yılında çeşitli telekomünikasyon firmalarının baz istasyonunun binaya kurularak kiraya verilmesi için vekaletname talep etmesi üzerine murisleri Halil Yıldız ve daha sonra kendilerinin çeşitli tarihlerde taşınmazı kiraya vermesi için davalıya vekaletname verdiklerini, davalının çeşitli dönemlerde hesaplarına paralar yatırdığını, davalıdan vekaleten yapmış olduğu sözleşmenin örneklerini bir çok defa istemelerine rağmen, davalının hesap vermekten ve sözleşmeleri sunmaktan imtina ettiğini, davalıya verdikleri vekaletname ile hangi firmalar ile ne gibi sözleşmelerin yapıldığı ve ne kadar para tahsil edildiğini bilmediklerini, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL"nin tahsil edilen tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25.09.2012 tarihli dilekçeleriyle taleplerini 25.000 TL"ye yükseltmişlerdir.
Davalı; davaya konu reklamasyon işinin kendisine ait dört katın üst katına kurulduğunu,binanın dördüncü katında kendisi ve kardeşi adına yarı yarıya tescilli daire içinde iki adet baz istasyonu bulunduğu, bunlardan birinin ... (10 yıllık 31.10.2000 tarihli kira sözleşmesi), diğeri ... (5 yıllık 23.10.2007 tarihli kira sözleşmesi) yapıldığını, baz istasyonlarının binanın ortak alanında olmadığını, davacının GSM şirketleriyle kira sözleşmesi yapmak için gerekli olan muavafakatnameyi vekaletname ile verdiğini, davacıların muris babalarının kendisine vermiş oldukları taahhütnamede "ortağı bulunduğum ... Odaları Sok. No:3"deki mülkün duvarında yapılan reklamdaki haklarımı ortağım ..."a devrediyorum" demek sureti ile de bu haklarını tamamen kendisine mal
sahibi olarak devrettiği halde, mirasçılara komşu olmaları nedeniyle hak ve nefaset durumlarını dikkate alarak, tahsil ettiği 10.000 USD bedelden iyiniyetle 1.500 USD."sinin davacılar adına banka hesaplarına yatırdığını, davacı ..."nın İş Bankası ve Garanti Bankası ... şubesindeki hesaplarına ödeme yaptığını, davayı kabul anlamında olmamak üzere kira alacağının geriye doğru beş sene içinde talep edileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davacının talebi ıslah dilekçesiyle birlikte değerlendirilerek davanın kabulü ile, davacılardan ... açısından 5.000 TL, Sibel Yıldız açısından 5.000 TL, ... açısından ise 15.000 TL olmak üzere toplam 25.000 TL tazminatın alacağın doğduğu dönemler itibariyle işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine dair verilen karar Dairemizin 19.10.2017 tarih ve 2016/3573 E. 2017/14212 K. sayılı kararı ile "Somut olayda; mahkemeye sunulan 14.11.2011 tarihli ilk bilirkişi raporunu hazırlayan hukukçu bilirkişi raporunda; davacıların talep edilen dönemlerdeki hissesine isabet eden kira miktarının 33.606,10 TL, dava tarihinden geriye dönük beş yıllık sürede hisselerine isabet eden kira miktarının 23.986,76 TL olduğunu; 10.09.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda davacıların talep edilen dönemlerdeki hissesine isabet eden kira miktarının 43.681,20 TL, dava tarihinden geriye dönük beş yıllık sürede hisselerine isabet eden kira miktarının 24.442,24 TL olduğunu; 05.02.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda davacıların talep edilen dönemlerdeki hissesine isabet eden kira miktarının 37.350,16 TL, dava tarihinden geriye dönük beş yıllık sürede hisselerine isabet eden kira miktarının 18.112,20 TL olduğunu; 24.09.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda davacıların talep edilen dönemlerdeki hissesine isabet eden kira miktarının 49.259,60 TL, dava tarihinden geriye dönük beş yıllık sürede hisselerine isabet eden kira miktarının 18.112,30 TL olduğunu; belirtmiştir.Dosyada birden çok rapor alınmış olup bilirkişi raporları uyumlu olmadığı gibi, mahkemenin hangi raporu esas alarak karar verildiği konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
Bu bakımdan; mahkemece hangi rapor esas alınarak karar verildiği açıklanmadığından, yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; yeniden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ..."nın açmış olduğu davanın ıslah talebi ile birlikte kabulü ile 5.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, davacı ..."ın açtığı davanın ıslah talebi ile birlikte kısmen kabulü ile; 3.192,06 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, davacı ..."ın açtığı davanın ise sabit olmadığından reddine karar verilmiş karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, kira alacağının TBK"nun 61.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir.
Somut olayda; bozma sonrasında mahkemece taraflar arasında akdedilmiş sözleşme varken arsa payına değer verilemeyeceği gerekçesiyle, hesap uzmanı mali müşavir bilirkişiden alınan tarihsiz bilirkişi raporundaki sözleşme hükümlerine değer veren seçeneğin dosya kapsamına uygun olacağı belirtilerek söz konusu bilirkişi raporunun sözleşme hükümlerine göre yapılan hesaplamaları esas alınmak suretiyle davacı ... yönünden davanın ıslah talebi ile birlikte kabulü ile 5.000 TL alacağın dava tarihinden
itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, davacı ..."ın açtığı davanın ıslah talebi ile birlikte kısmen kabulü ile; 3.192,06 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine dair hüküm tesis edilmiş ancak aynı raporda davacı ..."ın da dava tarihi itibariyle sözleşme hükümlerine göre davalıdan 7.962,60 TL alacaklı olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece bu davacı yönünden gerekçesi belirtilmeksizin rapordan uzaklaşılmak suretiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece davacı ... yönünden de hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşme hükümlerine göre belirlenen 7.962,60 TL"nin davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken, bu davacı yönünden gerekçesi belirtilmeksizin hükme esas alınan bilirkişi raporundan uzaklaşılmak suretiyle yazılı şekilde adı geçen davacı yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, davacı yönünden 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden kapalı olmak üzere, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.