Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/460
Karar No: 2019/7486

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/460 Esas 2019/7486 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/460 E.  ,  2019/7486 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/05/2017 tarih ve 2017/258 E. - 2017/402 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/11/2018 tarih ve 2018/257 E. - 2018/1060 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin Atılım Kağıt Ürünleri A.Ş.’ye satılan mal bedeli olan 173.233,25 TL alacaklı olduğunu, anılan alacağın tahsili için yapılan icra takibinin itiraz ve anılan şirkete ait iflas erteleme davasında verilen tedbir kararıyla durduğunu, iflas erteleme davasında şirketin borca batık olması nedeniyle tedbirin kaldırıldığını, davalıların anılan şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleri olduğunu, iflas erteleme davasında davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerinin ortaya çıktığını, yönetim tarafından imzalanan 14.09.2009 tarihli iyileştirme projesinde şirketin borca batık hale geldiğinin ve 9.803.925,00 TL sermayesinin tamamını kaybettiğinin belirtildiğini, davalıların 6762 sayılı TTK’nın 324. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiklerini, aynı Kanunun 320. madddesindesindeki özen borcunun da ihlal edildiğini, gerekli tedbirlerin alınmadığını, belirtilen tedbirlerin alınsaydı müvekkilinin de durumdan haberdar olup gereken tedbirleri alabileceğini, 2007 ve 2008 yılındaki sermaye kayıplarının davalılarca görülmesine rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması ve kanuni yükümlülüklerin ihlali nedeniyle müvekkilinin 2009 yılında şirkete mal satıp karşılığını alamayarak zarara uğradığını, bunun yanında iflas erteleme davasındaki tedbir kararının alındığı 17.09.2009 tarihine yakın bir tarihte davalıların şirketlerine ait 2 adet makinayı Romanya’daki şirketleri olan Atılım Paper Confectionaries SRL şirketine gönderdiklerini, gümrük müdürlüğünde anılan makine bedellerinin 348.803 Euro olarak gösterilerek mal kaçırıldığını, her iki şirketin de aynı kişilere ait olduğunu, bu şekilde alacağın tahsilinin engellendiğini ileri sürerek 173.233,25 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek yabancı paraya uygulanan temerrüt faiziyle, ödeme günündeki kur üzerinden müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak 2009 yılı sonlarına doğru yaşanan krizin şirket işlerini olumsuz etkilediğini, bilirkişi incelemesi sonucunda iflasın ertelenmesine ilişkin tedbir kararının verildiğini, ancak şirketin zor durumundan çıkamadığını, davalı ...’in 15.09.2009 tarihli hazirun cetveline göre şirket ortağı olmadığını, önceki dönemlerde ise ortaklığının %0,01 düzeylerinde olduğunu, 92 yaşında olan anılan davalının şirkette imza yetkisi veya temsil kabiliyetinin bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının doğrudan zararını ispata yarar delil sunmadığını, haksız fiille maruz kaldığı iddiasında da bulunmadığını, davacının şirketin iflasın ertelenmesine ilişkin dava açtığını derhal öğrendiğini, işbu davanın ise 30.11.2011 tarihinde açıldığını, dolayısı ile TTK’nın 309. maddesinde de zikredilen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi" nin 2009/669 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada kayyım heyetince hazırlanan raporda makinelerin satışının, şirketin için boşaltmaya ve alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik bir işlem değil, bilakis şirketin zararı önlenmek sureti ile mali durumunu düzeltmeye matuf ve bu niyetle yapılan bir işlem olduğu görüşünün yer aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; iflas erteleme davasında 12.01.2010 tarihli kayyım raporu ve tefrik öncesinde alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının zararı tam olarak öğrendiği tarihin tam olarak tespit edilememesi nedeniyle 6762 sayılı TTK’nın 309/4 maddesi uyarınca davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, iflas erteleme davasında sunulan iyileştirme projesinde şirketin yüksek maliyette çalışan makineleri elden çıkararak daha teknolojik ve düşük maliyette çalışan yeni makineler satın alacağının ve buna ilişkin girişimlerin kısa süre içerisinde gerçekleşeceğinin belirtildiği, bahse konu makinelerin satışların yapıldığı tarihlerin iflas erteleme kararı ve yargılama içerisindeki tedbir kararından önce olduğu, makinelerin satışının şirkete veya alacaklılarının zararına hareket etmek kastı ile yapılmadığı gibi şirket yöneticilerinin 6762 sayılı TTK"nın 309 ve 336. maddelerinde belirtilen sorumlulukları doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, şirketin borca batık hale gelmesi ve sermayesini kaybetmesi sürecinde davalıların eylemlerinin 6762 sayılı Kanun" un 336/5. maddesindeki kendilerine yüklenen sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması kapsamında değerlendirilebileceği ve bu iddianın ispatlanamadığı, davalıların şirketin borca batıklığını belirledikleri anda iflas erteleme talebinde bulundukları, şirketin mali durumunun düzeltilmesi adına iyileştirme projeleri ortaya koydukları fakat bunların gerçekleşmediği, borca batıklık tespiti ve iflas erteleme başvurusu yapılmasına ilişkin karar alınmadan önce şirketin mali müşavirinden rapor alındığı, yönetim kurulu kararına geçirildiği, şirketin ortağı bulunan % 49 pay sahibi yabancı tüzel kişilik adına iki kişinin daha yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, davacının zararının 6102 sayılı TTK 556. maddesi kapsamında bir zarar olması halinde de davalıların, davacının alacağını alamamasına yol açan dava dışı şirketin borca batık hale gelmesinde kusurlu davrandıklarının kanıtlanamadığı, şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmaması ve sermaye artırımına gidilmemesinin başlı başına davanın kabulüne karar verilmesini gerektiren bir olgu olmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi