Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/366
Karar No: 2019/7490
Karar Tarihi: 25.11.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/366 Esas 2019/7490 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/366 E.  ,  2019/7490 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/11/2017 tarih ve 2014/926 E- 2017/1163 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 15/11/2018 tarih ve 2018/150 E- 2018/1333 K. Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin 28.11.1983 tarihinde davalı ... A.Ş."nin yönetim kurulu başkan yardımcısı dava dışı Ünal Sert"den 35.000.000 eski TL miktarlı 18 adet hamiline yazılı hisse senedini teslim aldığını, anılan hisse senetlerinin alındığı tarihte davalı ... A.Ş’nin sermayesinin 700.000.000 eski TL olup hisse senetlerinin değerinin o tarihte şirket sermayesinin 1/20’sine tekabül ettiğini, müvekkilinin kâr payının ödenmesi için keşide edilen ihtarnameye davalı tarafça verilen cevabı ihtarnamede müvekkilinin hissedar olmadığının bildirildiğini, bunun üzerine İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/1771 Esas sayılı dosyasıyla davalı ... A.Ş."nin 1/20 hissesine tekabül eden hamiline yazılı senetlerin dava tarihinde ulaşmış olduğu değerdeki alacağının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500.000.000 eski TL’lik kısmının faiziyle birlikte tahsilinin istendiğini, davanın reddine dair kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 23.07.2007 tarih, 2005/13754 Esas 2007/4830 Karar sayılı ilamıyla bozulduğunu, bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada, davanın 500,00 TL üzerinden kabulüne karar verildiğini, anılan İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/930 esas sayılı kararının gerekçesinde bilirkişi raporlarında tespit edilen miktarın talep edilen 500,00 TL’den fazla olduğunun, bozma ilamı sonrasında ıslahın mümkün olmadığından alacağın daha fazla olduğuna dair iddianın ayrı bir davada ileri sürülebileceğinin ve bu nedenle yeni bilirkişi incelemsine gerek görülmediğinin belirtildiğini, anılan kararın onandığını, 500,00 TL’lik kısmın dışında kalan ve saklı tutulan miktar üzerinden dava konusu hisse senetlerinin tam olarak değerlerinin bilinmediğini, bilirkişi incelemesiyle tespitinin gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 12.09.2001 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; zaman aşımı itirazında bulunarak davalı olarak gösterilen Tüpgaz AŞ’nin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte hisselerinin tamamının diğer davalı ...Ş. tarafından birleşme yoluyla 2003 yılında devralındığını, davacının daha önce sahibi olduğunu iddia ettiği hisse senetlerin bedelinin tahsili için dava ikame ettiğini, İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesince davacının talep edeceği tutarın 1.757,29 TL olarak belirlendiğini ve bu kısmın 500,00 TL lik kısmının hüküm altına aldığını, dolayısıyla davacının işbu davayla kalan 1.257,29 TL’yi talep edebileceğini, alacağın miktarı kesinlemiş mahkeme ilamıyla belirlendiğinden belirsiz alacak davasının açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiş, aksi halde davacının alacağının kesinleşmiş mahkeme kararıyla 1.257,29 TL sınırlı olduğunun kabul edilerek karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda içsel sermaye artışları, devir bilançosu da dikkate alınarak davacının birleşme bilançosunda belirlenen toplam özkaynak içindeki pay toplamının 13.058,11 TL (13.058.116.600 eskiTL) olduğu, davacıya önceki karar nedeniyle 500,00 TL ödendiği, davacıya bakiye 12.558,00 TL’nin ödenmesi gerektiği hususunda görüş beyan edildiği, kesinleşen dava dosyasında ve iş bu dava dosyasında belirlenen bedelin davacının talebinden fazla olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacının açtığı ilk davada toplam alacak miktarının kesin olarak tespit edilmediği, bu hususta davacının itirazlarının değerlendirilmediğinden davacının alacağının yargılamayla belirlenebileceği, belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunduğu, dosya arasına alınan bilirkişi raporlarında çelişkinin bulunmadığı, ilk bilirkişi raporunda ilk davadaki raporlara atıf yapılmış olmakla atıf yapılan raporlarda davacının bedelli yada bedelsiz bütün sermaye artırımlarından yararlandırılmadan sonuca ulaşıldığı, iç kaynaklardan yapılan esas sermaye artırımında ihraç edilen ödemesiz payların kendiliğinden davacının paylarının yerine geçtiği gözetilerek bozma ilamı doğrultusunda, devir bilançosu kapsamında ve devir bilanço tarihi esas alınarak davacı hisselerinin güncel değerini tespit eden gerekçeli, denetime elverişli 2. kök ve ek rapora göre karar tesisinde isabetsizliğin bulunmadığı, davalı ... A.Ş.’nin 23.07.2003 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, davalı ...Ş. tarafından 6762 sayılı TTK"nın 146 ve 451. maddeleri uyarınca devralınmasına karar verildiği gözetildiğinde, davalı ... A.Ş.’nin taraf ehliyetinin bulunmadığı, anılan davalı yönünden 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddinin gerektiği, kabule göre de hüküm fıkrasında birden fazla davalı göz önüne alınmayarak ““..davalıdan alınıp davacıya ödenmesine” denilmek suretiyle hükmün infazında tereddüt yaratacak şekilde karar tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 6100 sayılı HMK’nın 355 ve 353/1-b-1 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın re’sen düzeltilerek yeniden hüküm tesisine, davalı ... San. A.Ş."nin hakkındaki davanın usulden reddine, davalı ...Ş. aleyhindeki davanın kabulüyle 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle anılan davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, alacak istemine ilişkin olup davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilerek İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılıp davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın “Temyiz Edilemeyen Kararlar” başlığını taşıyan 362/1-a maddesiyle, Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olarak verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu miktar, karar tarihi olan 16.11.2018 tarihi itibariyle 47.530,00 TL’dir. Bölge Adliye Mahkemesince, hükmedilen alacak tutarı 1.000,00 TL olup İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 02.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda da alacağın 12.558,00 TL olarak belirlendiği nazara alınarak anılan miktarların yukarıda yazılı madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge
    Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi