3. Hukuk Dairesi 2019/3772 E. , 2019/8243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, asıl ve birleşen dava davacıları vekili ve asıl ve birleşen dava davalıları ... Madencilik İnş.Taah. Ve Nak.San.Tic.Ltd.Şti., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen dava davalısı ... vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26/02/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacılar vekili Av...., davalı ... vekili Av...., davalı ... ve davalı şirket vekili ... geldiler. Dosyanın noksanlığın giderilmesi bakımından mahalline geri çevrildiği, bu kez yeniden gelmekle; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacılar, müteveffa ... ve ..."ın anne-babası olduklarını, çocuklarının amca çocukları ... ile birlikte 27/07/2012 tarihinde, davalıların değişik tarihlerde kazarak taş ve maden aldıkları ocakta biriken suya girmeleri nedeniyle boğularak vefat ettiklerini; ... 13, ..."ın ise 16 yaşında olduklarını, davalılardan ... Madenciliğin alanı kazan ve kullanan firma olduğunu, davalı ..."nin bekçi olduğunu, diğer davalıların ise şirketin ortakları ve buradan kar elde eden kişiler olduklarını,
meydana gelen olay nedeniyle davalıların yargılandıklarını belirterek, ... ve ..."ın anne ve babası (her biri için ayrı ayrı olmak üzere) olarak her bir çocuk için ayrı ayrı olmak üzere 100.000 TL manevi, şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davanın davacıları; ortak çocukları ...’ın, amca çocukları olan ... ve ... ile birlikte 27/07/2012 tarihinde, davalıların değişik tarihlerde kazarak taş ve maden aldıkları ocakta biriken suya girmeleri nedeniyle boğularak vefat ettiklerini; davalıların meydana gelen bu olayda kusursuz sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müteveffa ...’in anne ve babası olarak her biri için ayrı ayrı olmak kaydıyla 100.000 TL manevi, şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 16/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini arttırarak tazminatın olayın meydana geldiği 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalıları ... Madencilik, ..., ... ve ... cevap dilekçesinde; ortakların sorumluluğunun olmadığını, şirketin tüzel kişiliğe haiz olduğunu belirterek şirket ortakları bakımından davanın husumetten reddinin gerektiği; esas bakımından ise olayın vuku bulduğu yerin şantiye dışında olup şirketin çalışma sahası dışında olduğunu, davalı ...’nun şirket hisselerini 23.03.2012 tarihinde devraldığı için bu tarihten önceki olaylardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını; yine olay yerinin 2008 tarihinden sonra su tutmaya başladığı için davalı ... ...’ın hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını; çocukların hurdacılıkla uğraşmaları nedeniyle sürekli bu alanda bulunduklarını ve mümeyyiz olduklarını olayda yüzde yüz kusurlu olduklarını; manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Asıl ve birleşen dava davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde; hukuki sorumluluğun şirket tüzel kişiliğine ait olduğunu taraflarına husumet yöneltilmesinin uygun olmadığını; her ikisinin de olay tarihinde şirket hissedarı olmadığını, boğulma olayının maden sahası dışında gerçekleştiğini ve çalışmaların maden sahası dışına taşmadığını; çocukların idrak edecekleri yaşta olduklarını ve tam kusurlu olduklarını savunarak, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; 1-Asıl ve birleşen dava yönünden davalılar Bekir Kargınoğlu, ... ve ... aleyhine açılan davaların ayrı ayrı reddine,
2-Asıl dava yönünden;
a-Davacı ..."a oğlu ..."ın vefatı nedeniyle 19.488,93 TL; diğer oğlu ..."in vefatı nedeniyle 16.506,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılar ... Madencilik İnşaat Taahhüt ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline,
b-Davacı ..."a oğlu ..."ın vefatı nedeniyle 20.182,12 TL; diğer oğlu ..."in vefatı nedeniyle 17.119,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılar ... Madencilik İnşaat Taahhüt ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline,
c-Davacı ..."ın ve ..."ın oğulları ... ve ..."in vefatı nedeniyle manevi tazminata dair isteminin kısmen kabulü ile; (her bir davacı ve her bir çocuk için ayrı ayrı olmak üzere) 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve Akından haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tahsiline
3-Birleşen dava yönünden ;
a-Davacı ..."a oğlu ..."in vefatı nedeniyle 16.980,87 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılar ... Madencilik İnşaat Taahhüt ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline
b-Davacı ..."a oğlu ..."in vefatı nedeniyle 19.126,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılar ... Madencilik İnşaat Taahhüt ve Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, davalı ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline
c-Davacı ... ve ..."ın oğlu ..."in vefatı nedeniyle manevi tazminata dair isteminin kısmen kabulü ile; (her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere) 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...’dan haksız fiil tarihi olan 27/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tahsiline,
karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dava davacılar vekili ile asıl ve birleşen dava davalıları ... Mad. İnş. Taah. Ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti, ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacılar yararına takdir edilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazları bakımından,
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 56 ncı maddesi gereğince hâkim, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir; hakimin taktir edeceği tazminatın miktarı, olayın özel durumu göz önünde tutularak adalete uygun olmalıdır.
Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayacak tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminatın amacı mağduru cezalandırmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmayıp, mağdurun acısını bir nebze olsun gidermek ve onu ruhen tatmin etmektir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Nitekim 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde de takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olayın gelişim biçimi, özelliği, davalıların kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı azdır. Bu sebeple davacılar lehine hakkaniyete uygun bir manevi tazminatın takdir edilmesi gerekmektedir.
3) Davalıların, reddedilen maddi ve manevi tazminat bakımından lehlerine vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği yönündeki temyiz itirazları bakımından;
Somut olayda mahkemece, maddi ve manevi tazminat talebi bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen aleyhlerine hüküm kurulan davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Oysa 6100 sayılı HMK’nın 326 ncı maddesi uyarınca yargılama giderlerinin haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir. Aynı Kanun’un 323/ğ maddesinde vekâlet ücretinin de yargılama giderlerine dâhil olduğu belirtildiğinden davada vekille temsil edilen ve aleyhlerine hüküm kurulan davalılar yararına vekâlet ücreti takdiri gerekirken bu hususda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar yararına hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp, yekdiğerine verilmesine,
6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Her ne kadar sayın çoğunluk tarafından mahkemece, davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat miktarları yetersiz bulunarak bozulmuş ise de toplanan delillerden, dosya kapsamından ve özellikle müteveffalar ..., ... ve ..."in dışarıdan yapılan uyarılara rağmen açık alandaki su birikintisine girmiş oldukları da gözetildiğinde mahkemenin taktir ettiği manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu ve bu kalem istek yönünden mahkeme kararının onanması düşüncesinde bulunduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. Ancak, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen reddedilen kısım yönünden kendilerini davada vekil ile temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması yerinde olmadığından bu konudaki (3) numaralı bozma kararı yerindedir ve bozma kararına iştirak ediyoruz.22.10.2019