12. Hukuk Dairesi 2018/12583 E. , 2018/9525 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı ve 3.kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
3. kişinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından icra mahkemesine başvurularak, üçüncü kişi konumunda bulunan davalının, İİK"nun 89/2. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı süresinde vermiş olduğu cevabın gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülmek suretiyle İİK"nun 89/4. maddesi gereğince tazminat talep edildiği, mahkemece, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK"nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK"nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların gösterecekleri deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir. Diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Somut olayda; mahkeme kararının gerekçesini oluşturan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/171 Esas sayılı dava dosyasında aldırılan 23.06.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda; “2013 yılı kar payı dağıtıldığında, şirket ortağı ... ..."ın söz konusu şirketten 2013 yılı karından net 38.422,26 TL tutarında alacağı oluşacağı, aynı şekilde önceki yıl karlarının 2013 yılı karı ile birlikte dağıtılması söz konusu olduğunda da
... hissesi oranında şirketten 1.251.733,92 TL alacaklı olacağı, ancak daha önce de belirtildiği gibi defter kayıtlarında kar payı dağıtımı yapıldığına dair kayıt görülmediği, %5"lik kar payı dağıtımı dışındaki kar payı dağıtımının şirket ortaklarının alacağı kararların doğrultusunda yapılabileceği” hususlarının bildirildiği görülmüştür. Hükme esas alınan ve başka mahkeme tarafından aldırılan raporda, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının net bir şekilde belirtilmediği görülmüş, dolayısıyla raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 25.09.2013 tarihi itibariyle, davalı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından, davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna, davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi raporu aldırılarak, dosyada mevcut diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : 3.kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.