20. Hukuk Dairesi 2019/5091 E. , 2020/1257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 03/03/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin 2123/13850 hissedarı bulunduğu ... ili, Merkez ilçe, ... köyü, ... mevkiinde kain, 1 pafta 715 parselde kayıtlı bulunan 13850 m2 alanlı dava konusu parselin Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken sahte mahkeme ilamı ile 04/10/1976 tarih ve 9771 yevmiye numarası ile ... kızı ... adına hükmen tescil edildiğini, müvekkilinin taşınmazdaki hisseyi ... ile ... adlı şahıslardan satın almak suretiyle iktisap ettiğini, davalı ... Hazinesi tarafından davacı müvekkillerinde aralarında bulunduğu 29 tapu kayıt maliki hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 E. - 1983/549 K. sayılı ilamı ile davalı ... adına tapuya tescil edildiğini, tapu iptali ve tescil davasının yargılamasında müvekkili adına çıkarılan dava dilekçesinin muhattabın Almanya"da olması ve adresi bilinmediğinden bahisle iade edildiğini, usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davadan yeni haberdar olunması sebebiyle iş bu iade-i muhakeme talebinde bulunmanın gerekli olduğunu, fazlaya ilişkin ve başkaca talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile yargılamanın iadesine, ... ili, Merkez ilçe, ... köyü, ... mevkiinde kain 1 pafta 715 parsel de kayıtlı taşınmazda davalı ... adına tescil edilen hissenin iptali ile iade isteyen müvekkilinin satın aldığı tarihteki hissesi oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 25.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile Medeni Kanunun 1007. maddesinde düzenlenen tapu kütüğündeki güven ilkesine dayanarak davalı Hazineden arsanın bedelini tazminat olarak talep ettiğini, birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 Esas sayılı dosyasında ise müvekkilinin yargılamanın iadesi talebini tazminata dönüştürmek suretiyle davasını ıslah ettiğini, ıslahla tazminata dönüştürdükleri davalarında talep ettikleri 1.000,00.-TL tazminat düşülerek bakiye 381.140,00.-TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini, talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; davanın kabulü ile 382.140,00.-TL"nin birleşen davanın açıldığı tarih olan 08/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının tapu iptali ve tesciline ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, iş bu karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara
Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, "yargılamanın iadesi davası sırasında davanın ıslahının mümkün olmadığı, davacının açmış olduğu yargılamanın iadesi davasında toplanan deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek" ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosya mahkemesine iade edilmiş, yeniden yapılan yargılama sonucunda;
İlk Derece Mahkemesi tarafından; yargılamanın iadesini geretirecek ve dolayısıyla davacı tarafa tazminata hükmedilmeyi gerektirecek yargılamanın iadesi sebebi bulunmadığından, mahkemenin iş bu dava dosyası ile birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 E. sayılı dosyasının reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince; "Hazine tarafından dava konusu taşınmazın Zahide Kayhan adına tesciline karar verildiği ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1972/350 Esas sayılı dosyasında, karara esas alınan mahkeme kararının sahte olduğu gerekçesiyle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.1983 tarih, 1983/25 E. - 1983/549 K. sayılı kararıyla tapunun iptali ile Hazine adına tesciline dair karar dosyasında, iş bu eldeki davanın davacısı ..."e tebligat yapılamadığı için adres tahkiki yapıldığı, bildirilen adrese çıkartılan tebligatın adı geçenin Almanyada yaşadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, adı geçenin yurt dışı adresi araştırılmadan Resmi Gazetede ilanen tebligatın yapıldığı, mahkemenin gerekçeli kararının da ilanen tebliğ edildiği dikkate alındığında, Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davasının, dosyanın davalısı ... yönünden kesinleştiğinden bahsedilemiyeceği ve iş bu karar yönünden temyiz yolunun açık olduğu, bu yönüyle yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleşmediği, birleşen TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat davası yönünden ise; ıslah HMK"nın 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup esasa ilişkin yargılama sırasında tarafların başvuracağı bir usul işlemi olup karar sonrası olağanüstü bir kanun yolu olan Yargılamanın İadesi davasında yapılan inceleme sırasında davanın ıslahı mümkün değildir. Bu itibarla davacının açmış olduğu yargılamanın iadesi davasında davanın ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği gözetildiğinde, davaların bu gerekçeler ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir" gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yönünden: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde müvekkilinin hissedarı olduğu Konaklar köyü 715 parselin tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptali tescil davası sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 E. - 1983/549 K. sayılı kararıyla iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, ancak bu dava sırasında müvekkili adına yapılan teliğatların geçerli olmadığını, müvekkilinin iş bu davadan haberdar olmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesi istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ise davasını ıslah ederek tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine aleyhine tazminata hükmolunmasını talep etmiştir. Hangi hallerde yargılamanın yenilenmesine gidilebileceği gerek HUMK ve gerek HMK"da tadadi olarak sayılmıştır. Davacı yanın isteminin HUMK"nın 445. ve devamı maddelerinde ve HMK"nın 375 ve devamı maddesinde sınırlı olarak belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinden hiçbirine uymadığı görülmektedir. Zira davacı vekili ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 E. - 1983/549 K. sayılı dosyasında müvekkiline yapılan ilanen tebligatların geçerli olmadığını, hükmün usulsüz şekilde kesinleştirildiğini ileri sürdüğüne göre, hükmü bu sebeplerle temyiz edebilir. Temyiz yolu açık bir karar için yargılamanın yenilenmesi talep edilemez. Kaldı ki yargılamanın yenilenmesi istemli bir davada ıslah da mümkün bulunmamaktadır. Davacının ileri sürdüğü hususlar ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 E. - 1983/549 K. sayılı dosyasında verilen hükmü temyiz etmesi halinde bu dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu değerlendirilebilir. Asıl davada davacının yargılamanın iadesi ve tazminat isteminin bu nedenlerle reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle yerel mahkmece ve Bölge Adliye Mahkemesince reddi doğru değil ise de, netice itibariyle doğru bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 E. sayılı davasına ilişkin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili birleşen davasında, ıslah yoluyla TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talep ettiği asıl davasına ek olarak 381.140.,00.-TL tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılamanın yenilenmesi istemi ile açılan davada, az yukarıda belirtildiği üzere, kanunun aradığı yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığı ve ıslah da mümkün bulunmadığından asıl davada yer alan tazminat istemi yönünden davanın reddi doğru ise de, sadece tazminat istemiyle açılan birleşen dosya yönünden aynı gerekçeler ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Davacının birleşen tazminat davası, yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılan asıl davadan ayrı ve bağımsız bir dava niteliğindedir. Bu davanın ayrı bir esasa kaydı ile tarafların tüm delillerinin toplanarak, TMK"nın 1007. maddesi uyarınca devletin tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tartışılarak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi ve bölge adliye mahkemesince de davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 E. sayılı davası yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.540,00.-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine 10/03/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.