Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2884
Karar No: 2019/8250
Karar Tarihi: 22.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2884 Esas 2019/8250 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2884 E.  ,  2019/8250 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22/10/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacılar vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Asıl davada davacılar; müvekkillerinin küçük kızları ... evin damına çıkarak oyun oynarken evin yakınından geçen davalı kuruma ait yüksek gerilim hattına kapılarak iki kolunun dirsek bölgesinden kaybettiğini, ayrıca vücudunun diğer bir kısmının da ağır biçimde yandığını, günlük yaşamını anne ve babasının yardımıyla sürdürdüğünü, kızlarının olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek, beden gücü kaybına uğrayan ... için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte; 300.000,00 TL manevi tazminatın ise yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 09/11/2015 tarihinde ıslah dilekçesi ile ... için 849.492,19 TL (meslekte kazanma gücünü kaybetme ve bakım gideri tazminatı) maddi zararın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davada davacılar; asıl davaya konu olay nedeniyle ... hayatını tek başına sürdüremeyecek olup bakıcıya muhtaç hale geldiğini, ... ergenlik ve diğer dönemlerde vücudunun değişimi nedeniyle kullanacağı protez ayak ve kolların değerlendirilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle anne ve babasının psikolojilerinin bozulduğunu, beraber yaşadıkları dede, nene, amca ve kardeşlerinin bakıma muhtaç Hazal"ı görüp üzüleceklerini ileri sürerek şimdilik 1.000 TL maddi, 400.000 TL manevi tazminatın; müvekkili ... ve ... için belirlenebilmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 150.000"şer TL manevi tazminatın; dede, nene, amca ve kardeşler için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Asıl ve birleşen dava davalısı ... vekili; olayın meydana geldiği iddia edilen noktada bulunan elektrik hatlarının evden uzaklığının 2 metreden fazla olup Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine uygun olduğunu, olayda kurumlarının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın olay günü elektrik hatlarına herhangi bir müdahalede bulunup bulunmadığıyla ilgili hususların araştırılıp söz konusu binanın inşaat ruhsatının bulunup bulunmadığı, binanın hangi tarihte yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, olayın gerçekleştiği yerdeki direklerde uyarıcı tehlike levhası olmasına rağmen davacı tarafın olası ihmalli davranışlarının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ayrıca arıza onarım ve bakım işlerinin anahtar teslimi şeklinde yüklenici firmalara ihale edilmesi sebebiyle olayın müvekkili şirketin sorumluluk alanına girmediğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın talebinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
    Birleşen davada davalı ... Elektrik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi davaya süresinde cevap vermemiştir.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; "...davacı ..."ın bu kaza nedeniyle 398.838,48 TL iş göremezlik zararı ile 450.653,71 TL bakım giderinden davacının aile birliği içinde bakılacağı, yaralanan davacıya aile birliği içinde yaşayan kişilerin de yardım yükümlülüğünün bulunduğu, başkasının bakması durumunda ise yaralananın bakımı için herhalde gelirden bir tutar pay ayrılması gerekeceği hususları bozma ilamı doğrultusunda değerlendirilerek belirlenen bakıcı giderine ilişkin tazminat tutarından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 51 ve 52.maddeleri gereğince %20 oranında indirim yapılarak 360.522,968 TL bakım gideri olmak üzere toplam 759.361,448 TL maddi zararının olduğu anlaşılmakla, asıl davanın kabulü ile davacı ... için toplam 759.361,448 TL maddi tazminatın, olay tarihi olan 27/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiş; asıl dosyamız açısından manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde ise; olayın oluş şekli, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların mali ve sosyal durumları, kusur durumu, davacı ..."ın yaralanma derecesi ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı küçük Hazal için 75.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davacıların, davalılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Mahkemece, 6098 sayılı TBK"nın 51 ve 52 nci maddesi uyarınca bakıcı giderine ilişkin tazminat tutarından %20 oranında hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra taraf aleyhine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, davalı yararına hakkaniyet indirimi nedeniyle 9.963,66 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir.
    3-) Davalıların, bozma öncesi hüküm altına alınan ve temyiz konusu yapılmayan vekalet ücretlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle usuli kazanılmış hak kavramına kısaca değinilmesinde fayda vardır.
    Mülga 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı HMK"da “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kavram davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle de, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
    Somut olayda mahkemece; ilk kararında reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden davalı yararına 26.100 TL vekalet ücretine; kabul edilen manevi tazminat bakımından da bir kısım davacılar yararına ayrı ayrı 1.800 TL vekalet ücretine karar verilmiş olup, kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 20.06.2017 tarih ve E.20166220-K.201710490 sayılı kararı ile, tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve sadece bakıcı giderinden makul bir indirim yapılması ile protez giderlerine yönelik talep bakımından bozma kararı verilmiş olduğundan bu hususların davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı aşikardır.
    Bozma sonrası mahkemece (temyiz konusu yapılmadığı için kesinleşen), reddedilen manevi tazminat talebi yönünden "hükmedilecek vekalet ücretinin davacı lehine verilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden" bahisle davalı yararına 8.600 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yine kabul edilen manevi tazminat bakımından da bir kısım davacılar yararına 2.725 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, taraf vekillerinin yukarıda belirtilen yönlere ilişkin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının, asıl dosyamız açısından başlığının (2) nci fıkrasının altıncı parağrafındaki, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin “...davanın red edilen oranına göre maddi tazminat talebi yönünden 9.963,66 TL..." ifadesinin hükümden çıkarılmasına; birleşen dosyamız açısından başlığının (7) nci fıkrasının yedinci parağrafındaki bir kısım davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin "... davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL, davacı ... için hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin..." ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "... davacı Arafa için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı Nafiye için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı Elif için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı ... için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı ... için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı ... için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı ... için hesaplanan 1.800,00 TL, davacı ... için hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin..." ifadesinin yazılmasına; yine dokuzuncu parağrafındaki davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin "...hükmedilecek vekalet ücreti davacı lehine verilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden 8.600 TL..." ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "...26.100 TL..." ifadesinin yazılarak hükmün temyiz eden taraflar yararına düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi