Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3459
Karar No: 2019/8253
Karar Tarihi: 22.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3459 Esas 2019/8253 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/3459 E.  ,  2019/8253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleştirilen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 08/10/2019 tarihinde gelen davacı vekili Av. ... , bir kısım davalılar vekili Av. ..., davalı ... Limited Şirketi vekili Av. ... ve davalı ... Limited Şirketi temsilcisi ... ’in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, Dairemizce belirlenen eksikliğin gönderilen yazı üzerine mahkemece giderildiği anlaşılmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Asıl ve birleştirilen bir kısım davalarda davacı; Gebze"deki gümrük müdürlükleri ile iş yapan firmaların yaptırdıkları işler karşılığı yatırdıkları fazla mesai ücretlerinin, yürürlükteki mevzuat uyarınca kişi bazında Gümrük Başmüdürlüğünce hesaplanıp, ... Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü tarafından Saymanlıklar arası işlem fişiyle ödenmek üzere ... Mal Müdürlüğü hesaplarına aktarılması ve anılan müdürlük tarafından muhasebeleştirme işlemi yapıldıktan sonra fazla mesai yapan memurlar adına çek düzenlenmesi suretiyle dağıtılması gerektiğini, ancak Gebze Mal Müdürlüğünde görev yapan davalıların mevzuata uymadan doğrudan muhasebeleştirme işlemi yapmak suretiyle yatırılmış olan fazla mesai ücretlerini çekle tahsil ettiklerini, hukuka aykırı bu işlemler nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek; ödenen bedellerin, ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2012/573 ve 2012/574 Esas sayılı davalarda davacı; ... Mal Müdürlüğünün 909900 Ekonomik kodlu Diğer Çeşitli Emanetler hesabında bulunan paraların, 1000 Ekonomik kodlu Verilen Çekler Hesabına muhasebeleştirilerek dava dışı ... Kablo Sistemleri isimli firmaya ödenmiş gösterildiğini, ancak sözkonusu işlem fişlerinde ismi geçen firmaya ve paraya ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, paraların ise mal müdürlüğünde müstahdem olarak görev yapan davalı ... Eraslan"a ödendiğini, çekleri imzalayan davalı mal müdürü ..., adına tanzim edilen çekleri tahsil eden davalı ... Eraslan ve paraların teslim edildiği bildirilen davalı muhasebe memuru ... usulsüz işlemleriyle idareyi zarara uğrattıklarını ileri sürerek; ödenen bedellerin, ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2012/591 Esas sayılı davada davacı; dava dışı ... Endüstri Limited Şirketi tarafından gönderilen ödeme emri üzerine yatırılan 48.564,73 TL KKDF"den ibaret amme alacağının muhasebeleştirme işleminde cari yıl bütçesinin ilgili gelir kalemlerine kaydedilmesi gerekirken, yatıran şirket adına Gümrük Çeşitli Emanetler Hesabına emanet olarak kaydedildiğini, sonrasında bu tutarın 30.000 TL"lik bölümünün resmi dayanak olmaksızın yatan firma adına çıkartılarak bankadan tahsil edildiğini, tahsilata esas işlem fişi ile çek koçanının şirket adına düzenlenmiş olmasına rağmen, çek yaprağının davalı veznedar ... adına yazılarak bu kişi tarafından tahsil edildiğini, çeki imzalayan davalı mal müdürü ..., adına tanzim edilen çeki tahsil eden davalı ... ve muhasebe işlemini yapan, kabul eden ve onaylayan davalı muhasebe memuru ..."ın usulsüz işlemleriyle idareyi zarara uğrattıklarını ileri sürerek; 30.000 TL"nin 13/12/2006 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2013/255 Esas sayılı davada davacı; ... Mal Müdürlüğü tarafından çeşitli firmalardan tahsil edilerek Gümrük Çeşitli Emanetler ve Diğer Çeşitli Emanetler başlıklı banka hesabında bulunan paranın 33.900 TL"sinin, herhangi bir yasal dayanak olmaksızın 02/04/2004 tarihinde yapılan muhasebe işlemiyle Çekler hesabına aktarıldığını ve akabinde bu miktardan gelir ve damga vergileri düşüldükten sonra kalan 28.610,50 TL"nin davalı muhasebe memuru ... tarafından adına düzenlenen çekle bankadan çekildiğini, çeki imzalayan davalı mal müdürü ..., adına tanzim edilen çeki tahsil eden davalı ... ve muhasebe işlemini yapan, kabul eden ve onaylayan davalı veznedar ..."ın usulsüz işlemleriyle idareyi zarara uğrattıklarını ileri sürerek; 28.610,50 TL"nin 02/04/2004 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2013/568, 2013/569, 2013/571, 2013/572, 2013/591, 2013/620, 2013/621, 2013/623, 2013/624, 2013/803, 2013/819 ve 2014/843 Esas sayılı davalarda davacı; Gebze Mal Müdürlüğünde görev yapan davalıların, davalı şirketlerin gerçekleştirecekleri gümrük işlemleri için ilgili gümrük idaresinin talimatı doğrultusunda yatırmış oldukları muhtelif teminatları, gümrük idaresinin talimatı olmaksızın davalı şirketlerin yetkilileri olan davalılar adlarına düzenledikleri çekler ile iade etiklerini, ayrıca düzenlemiş oldukları muhasebe işlem fişleriyle aynı tutarları davalı şirketlerin gümrük
    beyannamesi borçları ile gümrük vergilerinden mahsup etiklerini, yapılan ödemelerin davalı şirketler ile yetkilileri olan davalılar yönünden sebepsiz zenginleştirme oluşturduğunu, ayrıca oluşan kamu zararından ödemeye ilişkin muhasebe işlemlerini gerçekleştiren davalı memurların sorumlu olduklarını ileri sürerek; ödenen bedellerin, ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2013/717 Esas sayılı davada davacı; davalı ... Boya ve Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin gerçekleştireceği gümrük işlemleri için ilgili gümrük idaresinin talimatı doğrultusunda 7.500 TL karşılığı banka teminat mektubu verdiğini, gümrük işlemlerinin tamamlanmasını müteakip istek üzerine ilgili gümrük idaresince teminatın iadesine karar verildiğini, ancak banka teminat mektubunun menkul kıymet olarak iade edilmesi gerekirken çekle davalı şirkete nakit olarak ödendiğini, sonrasında teminat mektubunun da davalı şirkete iade edildiğini, yapılan nakit ödemenin davalı şirket yönünden sebepsiz zenginleştirme oluşturduğunu, ayrıca oluşan kamu zararından ödemeye ilişkin muhasebe işlemlerini gerçekleştiren davalı muhasebe memuru ... ile davalı mal müdürü ..."nun sorumlu olduğunu ileri sürerek; 7.500 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Birleştirilen 2013/899 Esas sayılı davada davacı; davalı ... Limited Şirketinin gümrük işlemlerinden doğan vergi ile vergi cezası nedeniyle yatırdığı tutarın, vergi geliri olarak muhasebeleştirilmesi gerekirken bir bölümünün gümrük çeşitli emanetler hesabına aktarıldığını ve akabinde toplam 14.417,28 TL"lik bölümünün davalı şirketin gümrük beyannamelerinden doğan borçlarına mahsup edildiğini, yapılan mahsup işleminin davalı şirket yönünden sebepsiz zenginleştirme oluşturduğunu, ayrıca oluşan kamu zararından muhasebe işlemlerini gerçekleştiren davalı muhasebe memuru ... ile davalı mal müdürü ..."nun sorumlu olduğunu ileri sürerek; 14.417,28 TL"nin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar, davaların reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; asıl ve birleştirilen davaların, usulüne aykırı olarak gümrük fazla mesai ödemesi için düzenlenen saymanlık işlem fişine dayalı olarak davalılara yapılan ödemelerin haksız kazanç olduğu iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemlerine ilişkin olduğu, maliye uzmanı tarafından hazırlanan ve davaya dayanak alınan inceleme raporunda fazla mesai ücretlerinin kabul edildiği, ancak miktar itibariyle fazla bordro düzenlendiği değerlendirmesinde bulunulduğu, dolayısıyla fazla mesai çalışması yapıldığı hususunun tartışmasız olduğu, yine dava dosyalarında dava konusu yapılan her bir çek tutarı yönünden bu çeklerle tahsil edilen tutarların personele fazla çalışma ücreti olarak dağıtıldığı, bu sebeple çeki düzenleyen ve imzalayanların doğrudan kendileri üzerine kalmadığı hususlarında da ihtilaf olmadığı, bu durumda çek bedelinin keşide eden veya bankadan çeken kişiler üzerinde kalmaması nedeniyle bu şahısların haksız zenginleşmelerinden bahsedilemeyeceği, dava dosyalarında davalıların hak etmedikleri bir bedeli aldıkları ya da haksız menfaat sağladıklarının iddia ve ispat edilemediği, zira fazla mesai yapan personele, mevzuatta
    öngörülen oran ve esaslar dahilinde fazla mesai ödemesi yapılması gerektiği, bu durumda 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 61 inci maddesinde düzenlenen ve sebepsiz zenginleşme şartlarından olan haklı sebep bulunması unsurunun gerçekleşmediği, buna bağlı olarak memur olan davalıların davacının aleyhine zenginleşmedikleri, ilgili mevzuatın karmaşıklığı ve hak edilen fazla mesai ücretinin ödenme yöntemi konusunda tamamen usulü nitelikte gözüken ve esasa müessir olmayan bazı formalitelere uyulmamış veya işlem sırasının değişmiş olmasının, ödemelerin haksız olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı redlerine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nın 427 nci maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01/01/2016 tarihinden itibaren 2.190 TL"ye çıkarılmıştır.
    Birleştirilen 2012/584, 2013/46, 2013/275, 2013/329, 2013/502, 2013/580 Esas, (Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin) 2013/237, (Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin) 2013/255 sayılı davalarda verilen kararlar, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    Buna göre, davacı tarafın işbu davalara yönelik temyiz istemlerinin reddi gerekir.
    2- Davacının asıl dava ve birleştirilen diğer davalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." buyurucu hükmünü içermektedir. HMK"nın 297 nci maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre; iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin mahkeme kararlarında açıkça gösterilmesi zorunludur.
    Bir mahkeme kararının gerekçesi, davaya konu maddi vakıların mahkemece ne şekilde nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasındaki bağlantıyı gösterir.
    Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz.
    Bu açıklamalar ışığında yapılan incelemede; davacı Hazine tarafından (yukarıda açıklanmış olan) farklı vakıalara dayanılarak asıl ve birleştirilen davaların açıldığı, mahkemece sadece davalı memurlar tarafından usuli işlemler yerine getirilmeden alındığı ileri sürülen fazla mesai ödemeleri nedeniyle açılmış olan (asıl ve birleştirilen bir kısım) davalar yönünden toplanan deliller hakkında bir değerlendirme yapılmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, birleştirilen tüm davalardaki çekişmeli vakıaların tamamı hakkındaki deliller toplanmadığı gibi mevcut deliller de tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmiş olup, Yargıtay"ın hukuki denetim yapması imkansız kılınmıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve ona koşut bir düzenleme içeren HMK’nın 297 nci maddesindeki hükümler gözetilerek, öncelikle asıl ve birleştirilen davalara konu çekişmeli vakıalar hakkındaki delilleri toplanması, sonrasında ise toplanan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ve sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi suretiyle, davaların esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle, birleştirilen 2012/584, 2013/46, 2013/275, 2013/329, 2013/502, 2013/580 Esas, (Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin)2013/237, (Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin)2013/255 Esas sayılı davalar hakkında verilen karara yönelik davacı tarafın temyiz isteminin REDDİNE, ikinci bendde açıklanan nedenlerle kararın HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi