3. Hukuk Dairesi 2019/2173 E. , 2019/8258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında karşılıklı görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/10/2019 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 10/08/2006 tarihli sözleşme ile davalı ...’a ait taşınmazı satın aldıklarını, satış bedeline mahsuben 167.500 USD’nin davalı ..."a ödendiğini, davalı ...’ın taşınmazı 30/08/2007 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini ancak belirtilen sürede taşınmaz devredilmediği gibi ödenen bedelin de iade edilmediğini, sözleşmeye konu taşınmazla ilgili olarak davalı ... hakkında Kuşadası 2. İcra Müdürlüğünün 2007/895 esas sayılı dosyası ile üçüncü bir kişiye borcundan dolayı takibe geçildiği ve taşınmazın icra dosyası üzerinden satışa çıkartıldığının öğrenilmesi üzerine 08/08/2008 tarihinde yeni bir sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşme ile davalı ...’ın taşınmazın devrini gerçekleştirememesi halinde satış bedeli olarak kararlaştırılan 210.000 USD’yi ödemeyi taahhüt ettiğini, işbu sözleşmede satıcı adına diğer davalı ..."un da kefil olarak yeraldığını, ancak taşınmazın davalı ...’ın borcu nedeniyle Kuşadası 2. İcra Müdürlüğünün 2007/895 sayılı dosyası ile satıldığını ve satış kararının kesinleştiğini ileri sürerek; 10/08/2006 tarihli satış sözleşmesinin ve buna bağlı 08/08/2008 tarihli sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 08/08/2008 tarihli sözleşmede cezai şart olarak ödenmesi kararlaştırılan 373.800 TL’nin (210.000 USD’nin) sözleşme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı ...; 08/08/2008 tarihli eser sözleşmesinden doğan imalat işlerini tamamlamadığını, ancak iş bedeli olarak 115.000 USD kararlaştırılmış olmasına rağmen davacıların sadece 40.000 USD ödediğini, diğer taraftan 08/08/2008 tarihli sözleşmede yer alan kefaletin süreli olduğunu ve bu sürenin tapu devri için kararlaştırılan 30/09/2008 tarihinde sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davasında ise, davacılarla yaptığı 08/08/2008 tarihli eser sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli olan 75.000 USD’nin ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının ticari faizi ile birlikte davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Diğer davalılar; davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, davalı-karşı davacının temyizi üzerine Dairemizin 05/04/2018 tarihli ve 2016/13514 E. 2018/3542 K. sayılı ilamı ile davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; taraflarca tapulu taşınmazın satışına ilişkin olarak imzalanan 10/08/2006 ve 08/08/2008 tarihli adi yazılı sözleşmelerin TMK’nın 706, TBK’nın 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ıncı maddeleri uyarınca resmi biçimde yapılmamış olmaları nedeniyle hukuken geçersiz oldukları, bu nedenle tarafların verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilecekleri, davacıların geçersiz sözleşmeye dayanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen 210.000 Dolar talep etmelerinin haksız bulunduğu, ancak hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, davacı tarafça sunulan dilekçelerdeki ifadeler ve 30/07/2007 tarihli belgeden davacıların davalılardan Abdulselam’a 167.500 Dolar ödedikleri, bu nedenle davacıların davalı ... ve yetkilisi olduğu davalı şirket ile (geçersiz de olsa) işin tamamlanacağına veya paranın iade edileceğine dair sözleşmede kefil olan diğer davalı ...’den ödedikleri paraları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müştereken ve müteselsilen talep etme haklarının bulunduğu, karşı dava yönünden ise; taraflar arasında imzalanan 08/08/2008 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğu, ayrıca taşınmazın mülkiyetini kazanamayan davacıların yapılan imalatlar nedeniyle sebepsiz zenginleşmedikleri gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 167.500 USD alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek mevzuata uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte müştereken ve mütesilsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; karar, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı-karşı davacı tarafın karşı davaya yönelik bütün, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı ile davalılardan ... ve davalı şirket arasında imzalanan 10/08/2006 tarihli harici taşınmaz satım sözleşmesi, TMK"nın 706, BK"nın 213 (TBK"nın 237), Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Diğer taraftan; 08/08/2008 tarihli sözleşmenin, 10/08/2006 tarihli geçersiz taşınmaz sözleşmesine müsteniden düzenlendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, 10/08/2006 tarihli sözleşmeye müsteniden düzenlenen 08/08/2008 tarihli sözleşme ve bu sözleşmede davalı-karşı davacı İzzetin’in kefil olduğuna ilişkin kararlaştırmada geçersizdir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı-karşı davacı ...’in, davaya konu edilen alacaktan kefil sıfatı ile sorumlu olamayacağı gözetilerek, bu davalı yönünden asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı tarafın karşı davaya yönelik bütün, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.