22. Hukuk Dairesi 2019/6284 E. , 2019/19736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 25.04.2006 tarihinden beri yurtiçi tır şoförü olarak çalıştığını, 31.01.2014 tarihinde iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma öncesi yapılan ilk yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi dayanılarak, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 2017/13546 esas ve 2018/13325 karar sayılı ilamı ile davalı tanık beyanı ile de doğrulandığından aylık sefer priminin 700,00 TL olarak kabulünün yerinde olduğu, ancak davalı tanığı, banka kanalı ile yapılan ödemeler içerisinde km parası ve mazot parası olduğunu da belirttiğinden, öncelikle bordrolarda yer alan ek ödemelerin neye ilişkin olduğu davalı tarafa sorulup, tanık beyanları gözetilerek belirtilen miktarlar arasında epey fark olduğu hususu da dikkate alınarak işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılması gerektiği, fazla çalışma ve hafta tatili çalışması bakımından, takograf kaydı bulunan dönem bakımından bu kayıtlara itibar edilmek suretiyle hesaplama yapılması gerektiği, kayıt bulunmayan çalışma dönemi bakımından ise dosya arasında bulunan davacının çalışma saatine ilişkin tüm bilgiler Karayolları Trafik Yönetmeliği 98. maddesinde düzenlenen şoförlerin çalışma saatlerine ilişkin sınırlamalar ile birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre davacının ilgili alacaklara hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerektiği, davacı beyanı doğrultusunda davacının sefer başına net 35,00 TL ve aylık net 700,00 TL sefer primi aldığı yani aylık ortalama 20 sefer yapıldığı kabul edilmesine rağmen, bu kabul ile çelişki oluşturacak şekilde husumetli davacı tanık beyanlarına istinaden ayda yalnızca iki hafta tatili yapıldığının kabul edilmesi hatalı olduğu, ayrıca dosya kapsamında yer alan banka ödeme kayıtlarında, birkısım aya ilişkin maaş+fazla mesai+asgari geçim indirimi açıklaması ile ödeme yapılmış olup bu ödemelerin miktarları itibariyle hangi alacaklara ait olduğunun davalıya sorulup ilgili bulundukları alacaklardan mahsubu gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlan yerinde değildir.
2- Mahkemece bozma öncesi verilen karar sadece davalı işveren tarafından temyiz edilmiş olup Mahkemece bozma kararına uyulmakla, temyiz eden davalı yararına usuli kazanılmış hak doğar. Somut olayda Mahkemece bozma öncesi kararda fazla mesai alacağı brüt 17.532,32 TL olarak tespit edilmiş olup, karar davalı tarafın temyiz isteğinde bulunması üzerine bozulduğu halde, bozma sonrası fazla mesai alacağı miktarının usuli kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak bozma öncesi hüküm altına alınandan daha yüksek miktarda olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçinin hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtlan celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili çalışması bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, bozma sonrası yapılan yargılamada Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hafta tatili ücreti alacağı, takograf kaydı sunulan dönem bakımından bu kayıtlara itibar edilmek suretiyle, kayıt bulunmayan dönem bakımından ise takograf kaydı sunulan dönemdeki hafta tatili çalışmasının ortalaması alınmak suretiyle, iki ayda bir hafta tatilinde, üçüncü ay ise iki hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Ancak kayıt bulunmayan dönem bakımından, davacı tanıklarının dinlendikleri tarihte husumetli oldukları, yukarıdaki ilkelere göre davacının hafta tatillerinde çalıştığını ve hafta tatili ücretine hak kazandığını ispat etmesi gerekirken ispat edemediği, üstelik Dairemizin 2017/13546 esas ve 2018/13325 karar sayılı ilamında da aylık ortalama 20 sefer yapıldığı kabul edilmesine rağmen, bu kabul ile çelişki oluşturacak şekilde husumetli davacı tanık beyanlarına istinaden ayda yalnızca iki hafta tatili yapıldığının kabul edilmesinin hatalı olduğu belirtilmesine rağmen yazılı şekilde değerlendirme yapılarak hafta tatili ücreti alacağının bu dönem bakımından hesabı ve kabulü hatalıdır. Dolayısıyla, takograf kaydı bulunmayan dönem bakımından davacının hafta tatilinde çalıştığını ispatlayamadığı kabul edilerek, yalnızca kayıt bulunan dönem bakımından hafta tatili ücreti alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde tüm dönem bakımından hafta tatili ücreti alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcımn istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.