21. Hukuk Dairesi 2016/20562 E. , 2017/3403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 16.02.2003-01.10.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 16.02.2003 – 01.10.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizin 23.09.2014 Tarih ve 2013/20274 E, 2014/18309 K sayılı kararı ile eksik inceleme yapıldığından bahisle bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece son olarak yine davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına dava dışı ..."a ait bina inşaatı işyerinden 10.06.2003 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği ve 10.06.2003 – 14.06.2003 tarihleri arasında davalı Kurum"a çalışma bildirildiği, davalı ... tarafından ise davacı adına talep edilen dönemde işe giriş bildirgesi düzenlenmediği gibi davalı Kurum"a bildirilen çalışma da bulunmadığı, davalı işyerince davacı adına düzenlenen 15.09.2003 – 06.09.2004 tarihleri arasında ait ücret bordrolarının bulunduğu, Dairemizin anılan bozma kararından sonra; dava dışı ... ..."ın dinlenildiği ve davacıyı tanımadığını, anılan işe giriş bildirgesindeki gibi bir işyerinin olmadığını beyan ettiği, ücret bordrolarındaki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davalı ... tarafından talep edilen dönemde çalıştıkları bildirilen tanıklar tarafından davacının çalışmalarının doğrulandığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan; davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kurum"a hizmet bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerekir.
Somut olayda; dosyada mevcut imzalı ücret bordrolarında bildirilen süreler dikkate alınmadan, davacının bu bordrolardaki aylarda da 30 gün üzerinden çalıştığının kabulüne karar verilmesi, ayrıca davalı işyerinin bir kamu kuruluşu olduğu göz ardı edilerek yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının çalıştığı işyerinin bir kamu kuruluşu olduğu da dikkate alınarak, 2003/Eylül ayından önceki süreye yönelik olarak; davacıdan bu dönemdeki ücret ödemelerinin ne şekilde yapıldığını sormak, davacı beyanına göre, davanın kamu düzenini ilgilendirdiği de dikkate alınarak gerekirse araştırmayı genişletmek, davalı ..."den de bu döneme ilişkin davacıya ücret ödemesi yapılıp yapılmadığını sormak, bu dönemdeki yetkili şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişileri tespit ederek dinlemek, ücret ödenmesine ilişkin yazılı delil bulunamaması halinde bu husus haklı ve izah edilebilir bir nedene dayanıyor ise bu takdirde tanık sözlerine itibar etmek ve davacının dava dışı işyerinde geçen çalışmalarını da dikkate alarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.