Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4548
Karar No: 2019/8287
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4548 Esas 2019/8287 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4548 E.  ,  2019/8287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali- kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı ile aralarında 01/05/2005 tarihinde Gaziosmanpaşa 6. Noterliği"nde düzenlenen 2384 yevmiye sayılı rödovans sözleşmesi ile ... İlçesi, ... Köyü civarındaki ... Sicil, ... sayılı mermer (...) sahasında koordinatları sözleşmede belirtilen taş ocağı ve mermer sahasının davalı kiracıya tahsis ve teslim edildiğini, diğer davalı ..."ın ise kefil olduğunu, sözleşmenin 14. maddesinde kararlaştırılan kira bedelinin tadiline dair tarihsiz sözleşme yapıldığını, buna göre davalı müteahhidin Aralık 2004, Ocak-Şubat-Mart -Nisan 2005 aylarında 1.000 ton taş tozu, 500 ton mıcır, Nisan 2005 ayından sonra 1.500 ton taş tozu, 500 ton mıcır vermek suretiyle rödevans bedeli ödemesi kararlaştırıldığını, ancak davalı şirketin sözleşme gereği edimini Kasım 2006"dan bu yana yerine getirmediğini, davalıya ... 6. Noterliği"nden 09/11/2006 tarihinde 45115 yevmiye sayı ile fesih ibarnamesi gönderilerek 15. maddeye istinaden sözleşmenin feshedildiğini, buna rağmen davalı tarafın sözleşme kapsamındaki sahayı tahliye ve teslim etmediğini, kullanmaya devam ettiği halde kira bedellerini ödemediğini, davalılar aleyhine 01.01.2008-31.08.2008 dönemine ilişkin kira bedelinin tahsili için ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/7258 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline, davalıların kötü niyetli olmaları sebebiyle %40"tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine, akdin feshi ile koordinatları 01.02.2005 tarihli 2384 yevmiye sayılı rödevans sözleşmesinde yazılı sahanın, taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, sözleşmede kararlaştırılan aylık 1000TL kira bedelinin davacının talebi üzerine mala dönüştürüldüğünü, davacının müracaatı halinde sözleşmede kararlaştırılan ürünün her zaman teslim edildiğini, kira bedelinin aylık 1500 ton taş tozu ve 500 ton mıcır olduğu ve davacı tarafından temin edilecek araçla ocaktan alınması hususunda bir ihtilaf bulunmadığını, 2006 yılı Aralık ayına kadar da ödemenin yapıldığını, 09/11/2006 tarihli ihtar ile davacının kira sözleşmesini feshetmesinden sonra da sözleşme ile belirlenmiş koordinatlar içerisinde çalışmasını eskiden olduğu gibi sürdürdüğünden her ay 2000 ton malın ocakta ayrı bir yerde depolandığını ve kira bedeline karşılık olarak bekletildiğini, davacının sözleşme ile belirlenen alanda çalışmasına rıza gösterdiğini ancak malı gelip almadığını, birikmiş ayların kira bedeli olarak takibe konulan 16.000 ton taş tozu + mıcırın ocakta hazır vaziyette bekletildiğini, temerrütün oluşmadığını bildirmiş, 28/06/2010 tarihli ikinci cevap dilekçesinde; koordinatları verilen sahada fesih ihtarından sonra 21/02/2007 tarihine kadar yaklaşık dört ay süre ile çalışma yapıldığını, bundan sonrasında ise davacının çalışmasına engel olduğunu belirterek davanın reddi ile %40"tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, dosya içerisindeki ... Madencilik isimli şirket tarafından ... İşleri Genel Müdürlüğüne sunulan 2008 yılı satış bilgi formları (ruhsat sahibi ve rödevansçı alacaklarına ait ) na göre, davacı şirket ile davalı şirketin aralarındaki rödevans sözleşmesine konu maden ruhsat sahasında ... Kum Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi" nin 01/01/2008 - 31/12/2008 tarihleri arasında üretim yaptığı ve buna ilişkin satış bilgi formu düzenlediği, bu itibarla davalı Sitaş şirketinin dava konusu olan 01/01/2008-31/08/2008 tarihleri arasında maden sahasını tahliye ettiği ve bu sahayı 3. bir şirketin kullanarak sahada üretim yaptığının ve dava tarihi olan 10/07/2009 tarihinde davalı şirketin rödevans sözleşmesine konu maden sahasını tahliye ettiği davacının kiralananın tahliyesi ve kira alacağı davasının her bir talep yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere; Madencilik sektöründe çoğu zaman arama veya işletme ruhsatı alan gerçek veya tüzel kişiler bu ruhsatlarına göre faaliyette bulunmayıp ruhsat gereğince sahip oldukları haklarının tamamını veya bir bölümünü geçici bir süre için üçüncü kişilere devretmektedirler. Ruhsat sahibi olan madenci bu ruhsattaki işletme hakkını devretme karşılığında elde edilen cevher üzerinden veya dönemsel olarak kararlaştırılan maktu bir ücreti üçüncü kişiden almaktadır.Ruhsat sahibi ile geçici olarak maden işletme hakkını elde eden bu üçüncü kişi arasında yapılan bu sözleşme Maden işletme ruhsatı kiralama sözleşmesi olup madencilik sektöründe ve hukuksal uygulamadaki ismi ise Rödövans sözleşmesidir.
    Rödövans sözleşmesi; ruhsatı alınan maden sahasının bir kısmı veya tamamı üzerindeki işletme hakkının, hak sahibi tarafından gerçek veya tüzel üçüncü kişilere geçici bir süre için tahsisini konu alan iki taraflı ürün kira sözleşmesi niteliğine sahiptir.
    Yargıtayın istikrar kazanan uygulamasında (YHGK nun 11.10.2006 Tarih E.2006/11-617, K.2006/642, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 05.07.2017 Tarih E. 2017/6471,K.2017/11091 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi ); Rödovans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklarda sözleşme hükümleriyle 3213 sayılı Maden Kanunun ilgili hükümleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde
    düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerin bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağı kabul edilmektedir. Bütün kira ilişkilerinde olduğu gibi, kural olarak hasılat kirasında da sözleşmeyle kararlaştırılan rödevans bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı rödevanscıya düşer.
    Somut olayda; Davacı ile davalı arasında, 01/02/2005 tarihli rödevans sözleşmesi bulunduğu, sürenin 01/02/2005- 01/02/2007 dönemine ilişkin olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 14. maddesinde " Müteahhit kendisine tahsis edilen alanda çıkarıp sattığı Kalker ve Taş ocağı malzemesi karşılığı beher ton için saha sahibine satış fiyatının %5 (yüzdebeş) oranında rödevans kira bedeli ödeyecektir. Tahmini kira bedeli aylık 1.000TL"dir. " kararlaştırması mevcut olup, sözleşme başlıklı tarihsiz belge ile " 1- Rödevans bedeli olarak Aralık 2004, Ocak 2005- Şubat 2005- Mart 2005- Nisan 2005"e kadar 1000 ton taş tozu 500 ton mıcır verilecek. 2- Nisan ayından sonra ise, 1500 ton toz , 500 ton mıcır sözleşme bitim tarihine kadar rödevans karşılığı verilecektir. " şeklinde düzenleme yapılarak, kira bedeline yönelik edim değiştirilmiş olup tarafların serbestçe kararlaştırdıkları bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacı tarafından 28.08.2008 tarihinde davalı aleyhine başlatılan ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/7258 Esas sayılı takip dosyası ile 01/01/2008- 31/08/2008 dönemine ilişkin ödenmeyen 96.000TL kira bedelinin ödenmesi veya 12.000 ton toz ve 4000 ton mıcırın talep edildiği, TBK"nun 362/2 maddesi gereğince ihtarlı ödeme emrinde de 60 günlük ödeme süresi verildiği, davalı şirkete ödeme emri tebliğinin 01/09/2008 tarihinde yapıldığı, davanın ise 10/07/2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davalı tarafından yargılama sırasında sunulan dilekçelerde; davacı tarafından 09/11/2006 tarihli ihtar ile sözleşmenin 15. maddesi gereğince akdin feshedildiği halde çalışmasına devam ettiğini, buna göre de her ay 2000 ton malın ocakta ayrı bir yerde depolandığını, kira bedeline karşılık olarak bekletildiğini, davacının sözleşme ile belirlenen alanda çalışmasına rıza gösterdiğini ancak malı gelip almadığını, birikmiş ayların kira bedeli olarak takibe konulan 16.000 ton taş tozu + 4000 ton mıcırın ocakta hazır vaziyette her an alınması için hazır vaziyette bekletildiği bildirilmiştir. Her ne kadar Mahkemece davalı Sitaş şirketinin dava konusu olan 01/01/2008-31/08/2008 tarihleri arasında maden sahasını tahliye ettiği ve bu sahayı 3. bir şirketin kullanarak sahada üretim yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosya arasında bulunan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 24/10/2008 tarihli tespit raporunda, 2545 nolu ruhsata tabi ocakta Y: 657505- X: 4555410 koordinatında yer alan ocakta ruhsat sahibinin, Y: 657151- X: 4555975 koordinatında rödovansçı ... Kum San.Tic.Ltd.Şti. tarafından üretim yapıldığı, Y: 656592 - X: 4554677 koordinatında ise davalının çalışmış olduğu tespit edilmiştir.
    Kiracının, kira bedelini ödeme yükümlülüğü kiralananın, kiraya verene usulüne uygun teslimine kadar devam eder. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiralayanın anahtarı
    teslim almaktan kaçınması durumunda kiracının mahkemeye müracaatla tevdi mahalli tayini, icra dosyasına ya da notere anahtarın teslimi suretiyle anahtar teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerekir. Olayımızda; Davalı kira sözleşmesinin feshinden sonra kiralananı 2007 yılı Şubat ayına kadar kullandığını sonrasında tahliye ettiğini bildirmiş ise de mecurun tahliye edildiği tarihi ispat edememiştir.
    Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
    Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir ( YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E.4/681 K.879 ).
    Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı taraf ya da vekili tarafından ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez. (HMK 188/1.m) İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. İkrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır.
    Mahkeme içi ikrarın, taraflardan yada onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha ile de vakıa ikrar edilebilir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir.
    Önemle vurgulanmalıdır ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, İstanbul 2001, C:2, s:2045 ).
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde Mahkemece yapılacak iş; ispat yükü kendisine düşen davalı tarafın tahliye tarihini ispat edemediği gözetilip davalının ikrarı üzerinde de durularak hasıl olacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi