3. Hukuk Dairesi 2018/3039 E. , 2019/8295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 23/05/2007 tarihinde ... adlı otelde konakladığı esnada otel bünyesinde bulunan aqua parkta kaydıraktan kaydığını, kaydırak bitiminde bulunan sığ havuza düşerek kafasını çarpması sonucu yaralandığını ve bu yaralanmasının hayatını çok ciddi şekilde riske soktuğunu, bilincini kaybederek beyin kanaması geçirdiğini, kazadan dolayı görmüş olduğu tedavi ve operasyonlar neticesinde sol gözünün %100 oranında görme kaybına uğradığını, beyin hücrelerideki tahrifat neticesinde eski kimliğini kaybettiğini, bakıma muhtaç olduğunu, kazanın meydana geldiği yerde davalının gerekli tedbirleri almadığını ileri sürerek meydana gelen olayda davalının kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL maddi tazminatın ve 100.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının tur firmasında şoför olarak çalıştığını, davacının aqua parka girmesinin yasak olduğunu, meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığını, davacının kendi dikkatsizliğiyle kazanın meydana geldiğini, aqua parkın güvenlik tedbirlerinin yerinde olduğunu, turizm bakanlığı denetimi altında olduklarını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, 114.437,50 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 23/05/2007 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 35.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/05/2007 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalı tarafın kusuru oranında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, belirlenen maddi tazminat ve davacının meydana gelen iş görememe durumu nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarı takdirinde hukuka aykırılık olmadığından davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının, davalı şirkete ait otelde konakladığı sırada otel bünyesindeki aqua parkta yaralanmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda toplanmaktadır.
1-Somut olayda, davacı davalının sunduğu aqua park hizmetinden yararlandığı sırada, havuzun zeminine kafasını çarpmak suretiyle yaralanmış, yaralanma neticesinde meydana gelen maddi manevi zararının tahsilini davalıdan talep etmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı şirket tarafından sunulan aqua park hizmeti sırasında davacının zarara uğradığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23. maddesinde, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.