4. Hukuk Dairesi 2016/9407 E. , 2017/2503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 14/04/2016 gün ve 2015/3032 - 2016/5132 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 14/04/2016 gün, 2015/3032 esas ve 2016/5132 karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Davacı, davalı tarafından, ... 1. İcra Dairesinin 2013/4284 esas sayılı dosyası üzerinden aleyhinde ilamlı icra takibi başlatıldığını, takip konusunun, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/194 esas, 2013/237 karar sayılı ilamında, ön alım davasının reddinden kaynaklanan ve hüküm altına alınan vekalet ücretine ilişkin olduğunu, bu süreç devam ederken, davaya konu taşınmazdaki hissenin satışı ile ilgili olarak davalı ile sözleşme yaptıklarını, anılan sözleşme uyarınca taşınmazdaki hissesini 02/07/2013 tarihinde davalıya devrettiğini, buna karşılık davalı vekili olan Av. ... tarafından kendisine 02/07/2013 tarihli belge verilerek ilama dayalı işbu takipten vazgeçildiğini, ancak bu yazılı beyana rağmen icra takibinin geri çekilmediğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, dava dosyasına bir fotokopisi sunulan ve Av. ... tarafından verildiği iddia edilen belgenin altındaki imzanın adı geçen avukata ait olmadığını, davalı tarafça davacıya böyle bir belgenin verilmediğini, ilama dayalı vekalet ücretinin taraflarına ödenmemesi nedeniyle icra takibi yapılıp sürdürüldüğünü belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının dayandığı belge altındaki imzanın davalı tarafça inkar edildiği, keza belge aslı sunulamadığından imza incelemesi de yapılamadığı, ispat yükü kendisine düşen davacının davasını yazılı belge ile ispat edemediği, 13/12/2013 tarihli delil listesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı, davacı tarafından davalıya yemin teklifinde bulunulduğu ancak, davalı tarafından yemin teklifinin kabul edilmediği, 6100 sayılı HMK"nun 225 ve 229. maddelerine göre kendisine yemin iade olunan kimsenin yemin etmekten kaçınması halinde yemin konusu vakıanın ispat edilememiş sayılacağı, tüm bu hususlar incelenip değerlendirildiğinde; davacının borçlu olmadığının tespiti isteğinde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 118 vd. maddelerinde yazılı yargılama usulü düzenlenmiştir. Temyize konu eldeki dava yazılı yargılama usulüne tabidir.
HMK"nun 122. maddesinde; dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği, 127. maddesinde; cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, 136. maddesinde; davacının, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalının da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebileceği, 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 140/5. maddesinde; ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verileceği, 141. maddede tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletip yahut değiştirebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmaların genişletilip değiştirilemeyeceği, ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi 11/09/2013 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi ise 19/11/2013 tarihinde iki haftalık süreden sonra sunulmuştur. Mahkemece 03/12/2013 tarihinde ön inceleme duruşması yapılmıştır. Davacı vekili ön inceleme duruşmasında; "...davalı tarafın cevap dilekçesini kabul etmiyoruz, zaten süresi içinde de değildir, ön inceleme aşaması tamamlanmıştır, tahkikak aşamasına geçilsin, delillerimiz toplansın..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandığından tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilerek, taraf vekillerine dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmak veya başka yerden getirtilebilecek belgeleri getirtmek amacıyla gereken açıklamayı yapmak için ikişer hafta kesin süre verilmiştir. Davacı, "cevaba cevap ile 03/12/2013 tarihli ara karar gereği delillerin sunulması" konulu 13/12/2013 havale tarihli dilekçede ilk kez yemin deliline dayanmıştır.
Davacı dava dilekçesinde yemin deliline yer vermediği gibi, dilekçelerin teatisi aşamasında da yemin deliline dayanmamıştır. Ön inceleme duruşmasında ise; süresinden sonra sunulan cevap dilekçesine itiraz etmiş, ön inceleme aşamasının tamamlandığını bildirerek tarafını bağlayıcı beyanda bulunmuştur. Yemin delilini içeren 13/12/2013 tarihli dilekçe ise ön inceleme aşaması tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildikten sonra ibraz edilmiştir. Şu halde davacı, dilekçelerin teatisi aşamasında dayanmadığı yeni bir delile dayanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalı tarafça tahkikat aşamasında yeni delil sunulmasına açık muvafakat verilmediği de gözetildiğinde; yemin delili hükme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Davacı, yemin delili dışındaki delillerle de davasını ispat edememiştir. Davanın kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı gerekçe ile kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Dairemizce, hükmün onanmasına karar verilmiş ise de; kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir. Şu halde; karar düzeltme istemi HUMK’un 440-442 maddeleri uyarınca kabul edilmeli Dairemizin 14/04/2016 gün, 2015/3032 esas ve 2016/5132 karar sayılı onama ilamı kaldırılmalı, karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle HUMK’un 440-442 maddeleri gereğince karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 14/04/2016 gün, 2015/3032 esas ve 2016/5132 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve tashihi karar talep eden davalıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halide geri verilmesine 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.