Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13023
Karar No: 2017/257

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13023 Esas 2017/257 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/13023 E.  ,  2017/257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve ihbar olunan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili 09/01/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü (Mah.) 161 parsel sayılı 114.000 m² büyüklüğündeki tarla vasfındaki gayrimenkulü 13/02/1995 tarihinde tapu sicil kayıtlarına itimat edilerek .... Elektronik San. Tic. A.Ş"den bedelini ödeyerek satın aldığını, şirketin taşınmazı 28/07/1986 tarihinde ...."dan satın aldığını,...."ın taşınmazı 16/12/1955 yılında 4753 sayılı Kanuna uygun olarak kurulan Maki Tefrik Komisyonu tarafından orman kapsamı dışına çıkarılması nedeniyle 4753 sayılı Topraklandırma Kanunu hükümlerine göre T.C Devleti tarafından tanzim edildiğini, söz konusu tapunun defalarca el değiştirmesine izin verildiğini, dava konusu taşınmazda İSKİ lehine kamulaştırma şerhi bulunması nedeniyle ... ile müvekkili arasında kamulaştırma görüşmelerinin yapıldığını, müvekkilinin söz konusu gayrimenkulü iktisap ettiği tarihte tapu kaydı üzerinde "Ormanla ilişkisi vardır" şerhinin bulunmadığını, müvekkilinin iktisap tarihinin 13/02/1995 olduğunu, 28/11/1995 tarihinde tapuya orman şerhinin işlendiğini, müvekkilinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/02/2002 tarihinde orman şerhinin kaldırılması için dava açıldığını, 11/12/2003 tarih, 2000/276 E. - 2003/1018 sayılı kararı ile reddedildiğini, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/04/2005 tarihli ve 2005/1208 E. - 2005/5174 K. sayılı kararıyla kararın usûlden bozulduğunu, ilgili davalar sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/06/2008 tarih 2008/5562 E. - 2008/8055 sayılı kararıyla müvekkilinin karar düzeltme talebinin reddedildiğini ve müvekkilinin tapusunun iptaline dair mahkeme kararının kesinleştiğini, müvekkilinin zarara uğramasının nedeninin özel mülkiyete tâbi olduğu kabul edilen söz konusu gayrimenkulü daha sonra "Orman" olarak sayıp kamulaştırma yapmadan ve hiçbir bedel ödemeden tapusunun iptal edildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin gerçek zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/01/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 6.840,000,00.-TL’ye çıkarttıklarını belirtmiş, 12/02/2015 tarihinde ıslah harcı olarak 27,70.-TL harç yatırmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının ıslah edilmiş davasının kabulü ile; 4721 sayılı Kanunun 1007 sayılı maddesi uyarınca, 6.840.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve ihbar olunan Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır" hükmüne yer verilmiştir.
    Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 100.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, dava niteliği itibariyle nisbi harca tâbi olmasına rağmen, dava harcını 25,20.-TL maktu harç olarak yatırmış, sonra da; 14/01/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 6.840,000,00.-TL’ye arttırmış ve yine 27,70.-TL maktu harç yatırmıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, dava ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava ve ıslah edilen dava değeri üzerinden dava ve ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ve ihbar olunan vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/01/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi