Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15502
Karar No: 2017/258
Karar Tarihi: 19.01.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/15502 Esas 2017/258 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/15502 E.  ,  2017/258 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Belediye Başkanlığının, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İller Bankası Genel Müdürlüğüne başvuru yaparak ilçede imar çalışması yapmak istediğini bir yazı ile adı geçen Genel Müdürlüğe bildirdiğini, İller Bankası Genel Müdürlüğünün söz konusu çalışmaların yapılacağı yerlerin orman sahası olup olmadığının, orman sınırlarının ve orman tahdit haritasının çıkartılarak İller Bankası Genel Müdürlüğüne gönderilmesini 26/11/1990 tarih ve 5666 sayılı yazıları ile talep ettiğini, söz konusu yazıya istinaden Orman Genel Müdürlüğünün Bolu Orman Bölge Müdürlüğüne gerekli talimatı vererek Bolu Orman Bölge Müdürlüğünün de talimat çerçevesinde üç kişilik bir komisyon oluşturarak ... ilçesine gönderdiğini, söz konusu komisyonun adı geçen ilçeye gelerek idari ve teknik orman sınırını tespit ettiğini, orman tahdit haritası ve komisyon tutanağını 17/05/1991 tarihli yazı ile İller Bankası Genel Müdürlüğüne gönderdiğini, dava konusu yerin orman sınırları içinde olmadığının belirtildiğini, İller Bankası Genel Müdürlüğünce söz konusu yerin bulunduğu arazinin imar planlarının tasdik edildiğini, ... Belediyesinin imar çalışmalarına ait belgeleri belediye meclisinde görüştükten sonra hazırladığı imar planını tasdik ederek askıya çıkardığının, imar planının süresinde itiraz edilmediği için kesinleştiğini, dava konusu yerin içinde bulunduğu ... ilçesi, Merkez beldesi Karadoğan mah.,...mevki ... ada 4 sayılı parselin ... adına tescil edildiğini, ... Belediyesinin söz konusu 4 sayılı parseli Milli Emlak Müdürlüğünden satın aldığını, bu yerlerde parselasyon çalışmaları yapıldığını ve ihale suretiyle bu parseli müvekkillerine sattığını, imar planları kesinleştikten sonra ... Belediyesinin gerekli yol, alt yapı, su kanalları ve belediye ile ilgili diğer çalışmaları yaptığını, TEK"in aydınlatma işlerini tamamladığını, müvekkilinin belediyeden yapı ruhsatı alarak belediyeden satın aldığı arsa üzerine ruhsata uygun olarak kümes inşaatı, bakıcı evi, baraka ve müştemilatı yaptığını, araziyi çit ile çevirdiğini, 1,5 yıl sonra Orman İşletme Müdürlüğünün dava konusu yerin orman kadastro sınırları içerisinde kaldığını iddia ettiğini, orman kadastro sınırları içerisinde kalan alana tavuk kümesi, bakıcı evi ve baraka inşa etmek suretiyle işgal edip faydalandığından bahisle cezalandırılması isteğiyle ... Sulh Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, Orman Yönetiminin müvekkili aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, açılan tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davalarının Orman Yönetiminin talebi doğrultusunda sonuçlandığını, verilen kararla sahip olduğu taşınmaz ile üzerindeki müştemilat mülkiyetinden çıktığını, müvekkili davacının mevcut tapu sicil kayıtlarına güvenerek dava konusu taşınmazı satın aldığını, yatırım yaptığını, geleceğini bu yatırıma bağladığını, açılan davaların neticesinde bu tescilin yolsuz olduğunun tespit olunduğunu, müvekkilinin bütün yatırımlarının müsadere edildiğini, fazlaya ilişkin hak, alacak ve taleplerinin saklı kalması kaydıyla kısmi davanın HMK"nın 107. maddesi anlamında belirsiz alacak ve tespit davası olarak nitelendirilerek arsa, tavuk kümesi, baraka ve müştemilat, tel çit rayiç değeri tasfiye ücreti ve diğer mülkiyet hakkından yoksun bırakılmasından kaynaklanan zararların yoksun kalınan kâr, menfi ve müspet zararın HMK"nın 107. maddesine istinaden tespiti ile şimdilik 50.000,00.-TL"sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 08/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarını toplam 198779,00.-TL’ye artırmış ancak ıslah harcını yatırmamıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı ... ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine; davalı ... Belediyesi Başkanlığı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine;
    39534,91.-TL arsa bedeli, 127.416,00.-TL muhdesat bedeli olmak üzere toplam da 166.950,91.- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29/04/2014 tarih 2013/24356 E. - 2014/11675 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın tamamı davacılar adına kayıtlı iken orman sınırları içerisinde kaldığından Kıbrısçık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/20-80 sayılı, 11.04.2011 tarihinde kesinleşen kararı ile orman niteliği ile ... adına tesciline hükmedildiği anlaşılmıştır.
    Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Türk Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince açılan tazminata ilişkindir.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
    Bu nedenle söz konusu madde gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, davalılar Orman Yönetimi ve Kıbrısçık Belediye Başkanlığının taraf sıfatı bulunmayıp bu davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 20.08.2008 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorularak, niteliği belirlenip, bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşif sonucunda, taşınmaz arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak, arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönteme uyulmadan taşınmazın tapusunun iptal edildiği tarihe göre değer biçen raporlar esas alınarak hüküm kurulması,
    Taşınmaz üzerinde bulunan yapılara değerlendirme tarihi olan 2012 yılındaki bayındırlık birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden hesaplama yapılması ve tespit edilen yapı bedellerinden % 16 oranında işçilik bedeli de düşülmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
    Taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş, cins ve verim durumuna göre maktu değerlerini gösterir resmi veriler İl Tarım Hayvancılık ve Gıda Müdürlüğünden getirtilip, buna göre maktuen değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir...” denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 04/05/2015 tarihli dilekçesi ile; tazminat miktarını toplamda; 239.778,00.-TL"ye artırmış ancak ıslah harcı yatırmamıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının, Orman Yönetimi ve ... hakkındaki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine;
    Davacının davalı ... hakkındaki davasının kabulü ile,56.491,00.-TL arsa bedeli 214.148,00.-TL muhdesat bedeli olmak üzere toplamda 270,639,00.- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir
    Dava; TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 Esas - 2016/1 sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK’nın  değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
    Buna göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle, davacının bozma ilamından önceki ıslah talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Bundan başka davacılar vekili dava dilekçesi ile 50.000,00.-TL tazminat talep etmiş, 08.04.2013 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini 198779,00 TL"ye artırmış ise de ıslah harcını yatırmamıştır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanunî düzenleme gereğince miktar yönünden bakiye nisbi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir. Buna göre ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden aksi halde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 19/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi