Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/7815
Karar No: 2019/19996
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/7815 Esas 2019/19996 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/7815 E.  ,  2019/19996 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalı işyeri aleyhine açtıkları davada toplu iş sözleşmesinde ücret zamları ile ilgili hükümlerin tam uygulanmaması ve kanuna karşı hile olarak icra edilen çıktı girdi işlemleri sonucunda toplu iş sözleşmesinin eksik uygulanması sonucunda doğan bir takım işçilik alacakları konulu davalarının belirsiz alacak davası açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddedildiğini, ret kararlarının Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nce onandığını, bu nedenle yeniden dava açtıklarını ve davayı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 158. maddesinde düzenlenen altmış günlük süre içinde açtıklarını belirterek, müvekkillerinin alamadığı 19.915,69 TL fark ücret ve 13.416,21 TL fark ikramiye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketten alacağı bulunmadığını ve Türk Borçlar Kanunu"nun 158. maddesinin dava konusu olayda uygulanamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 6098 sayılı Kanun"un 158. maddesinin somut olay bakımından uygulanamayacağı gerekçesiyle, davaya karşı zamanaşımı defi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1. Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
    2. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, daha önce açılan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddi üzerine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde öngörülen sürede yeniden dava açılması halinde zamanaşımının ilk dava tarihine göre belirlenip belirlenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler belirlenmiş olup, anılan maddenin 2. fıkrasında alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuş olması halinde zamanaşımı süresinin kesileceği düzenlenmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 158. maddesinde “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. ” hükmü yer almaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 32/8 maddesinde işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar da ücret alacağı mahiyetinde oldukları için beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
    Hukuki yarar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h maddesi gereğince dava şartıdır. Diğer taraftan ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/482-2018/1047 esas-karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hukuki yarar tamamlanamayacak ve düzeltilemeyecek nitelikte bir dava şartıdır. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
    Bu noktada, belirsiz alacak davası olarak açılan davada, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddinin, 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen “düzeltilebilir bir yanlışlık” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği üzerinde durulmalıdır. Kanun maddesinde yetkisizlik veya görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları ayrıca düzenlenmiş olup “düzeltilebilir bir yanlışlık” kavramı, yalnızca yetkisizlik ve görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları anlamında yorumlanamaz. Düzeltilebilmesi mümkün bir hata sebebi ile dava usulden reddedildiğinde tanınan ek süre hakkı, hakkın doğası ve adil yargılanma hakkının doğal gereğidir. Bazı usul hataları sebebi ile davanın reddi halinde doğabilecek adaletsizliğin önüne geçmek amacı ile 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Hukuki yarar yokluğu sebebi ile dava şartının eksik olması, yeni açılacak bir dava ile düzeltilebilir. Hukuki yarar yokluğu sebebi ile reddedilen davadan sonra aynı taleplerle açılacak davada, önceki dava maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
    Görev ve yetki de hukuki yarar gibi dava şartı olup görev ve yetki bakımından dava şartı eksikliği sebebi ile verilen ret kararından sonra altmış günlük ek süre tanınmasına imkan veren Kanun’un, aynı kapsamda sayılan hukuki yarar yokluğu sebebi ile ret halini “düzeltilemez bir yanlışlık ” olarak kabul ettiğini söylemek adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz.
    Davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararı bulunmadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebi ile usulden reddedilmesi durumunda, bu hatanın “ düzeltilebilir bir yanlışlık ” olduğunun kabulü ile sonradan aynı taleplerle açılan davada davacının 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen ek süreden faydalanması gerektiği kabul edilmelidir.
    Her ne kadar Dairemizin 29.11.2018 tarihli, 2018/15434 esas ve 2018/25756 karar sayılı kararında daha önce açılan ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddedilen davaların zamanaşımını kesen bir nitelik arz etmediği ve ayrıca 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinin uygulanmasına da cevaz vermeyeceği kabul edilmişse de; konunun yeniden değerlendirilmesinde, yukarıda da açıklandığı üzere daha önce açılan ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddedilen davalarda kanuni altmış günlük süre içinde dava açılması halinde 6098 Sayılı Kanun’un 158. maddesi gereğince zamanaşımı yönünden ilk dava tarihinin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir.
    Somut olayda; davacının aynı taleplerle daha önce açtığı belirsiz alacak davası, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddedilmiş ve ret kararı Dairemizce onanmıştır. Davacı vekilince onama kararının tebliğinden itibaren altmış günlük süre içinde somut dava açılmış ve 6098 sayılı Kanun"un 158. maddesi gereğince alacakların zamanaşımına uğramadığı belirtilerek talepte bulunulmuştur. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından 6098 sayılı Kanun"un 158. maddesinin somut dosya bakımından uygulanamayacağı gerekçesi ile davaya karşı zamanaşımı defi dikkate alınarak sonuca gidilmişse de; yukarıda izah edildiği üzere, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddi kararından sonra altmış günlük ek sürede dava açıldığı için zamanaşımı defi değerlendirilirken ilk dava tarihi esas alınmalıdır. Ne var ki ilk dava tarihi itibariyle davacı tarafça 1.000,00 TL fark ücret ve 1.000,00 TL fark ikramiye alacakları talep edilmiş olmakla, ilk dava tarihi itibari ile bu miktarlar yönünden zamanaşımı kesilmiştir. Alacağın kalan kısmı 18.11.2013 tarihli talep artırım dilekçesi ile talep edilmiş olmakla, 1.000,00 TL "nin üzerindeki alacaklar yönünden de zamanaşımı süresinde 18.11.2013 tarihi esas alınmalıdır. 6098 sayılı Kanun"un 158. maddesinin somut olayda uygulanamayacağı gerekçesi ile eldeki dava tarihine göre zamanaşımı dikkate alınarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3. Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 61.maddesi ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 53. maddesinin 2. fıkrasında, “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında temerrüt tarihinden itibaren, işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır"" şeklinde kurala yer verilerek uygulanması gereken faiz türü belirtilmiştir.
    Somut olayda, ücret alacağının toplu iş sözleşmelerinde yer alan zamların eksik uygulanmasından kaynaklandığı dikkate alındığında; ücret alacağına da işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz uygulanması gerekirken bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.
    SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi