Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10137
Karar No: 2017/311
Karar Tarihi: 23.01.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10137 Esas 2017/311 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10137 E.  ,  2017/311 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada ... parsel (75065,31 m2) 2006 yılında yapılan kadastrosu sırasında yaylak niteliğiyle sınırlandırılmış ve dava dışı gerçek kişinin açtığı kadastro tespitine itiraz davasının kadastro mahkemesinin 2007/372-449 sayılı dosyasında reddedilmesi ile hükmen mera siciline tescil edilmiştir.
    Davacılar, temyize konu davada 25.01.2008 tarihli dava dilekçeleri ile taşınmazın bir bölümünün kendi zilyetliklerinde olduğunu iddia etmişlerdir.
    Mahkemece, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve özel mülkiyete tabi taşınmazlardan olup, zilyetlikle kazanım koşullarının yararına oluştuğu kabul edilerek (A) harfli (15.013,39 m2) yerin tapusunun iptali ile ... adına, (B) harfli (15.012,13 m2) yerin tapusunun iptali ile ... adına, C (14.931,97 m2) yerin tapusunun iptali ile ... adına, (D) harfli (14.907,87 m2) yerin tapusunun iptali ile ... adına, (E) harfli (15.200,06 m2) yerin tapusunun iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen karar, Hazine tarafından temyiz edilmekle,
    Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.06.2011 gün 2011/7829 - 7544 sayılı kararı ile “...Dava dışı ... tarafından İlçe Tarım Müdürlüğü aleyhine açılan dava sonucunda Kadastro Mahkemesinin 2007/372-449 sayılı kararıyla davanın reddine, taşınmazın mera siciline kaydedilmesine karar verilmiş, sözü edilen kararın 05.09.2007 tarihinde kesinleşmesiyle taşınmaz özel sicile tescil edilmiştir. Ancak, uzman bilirkişi tarafından incelenen 1958 tarihli hava fotoğrafları ile 1963 tarihli memleket haritasında taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde tanımlanan orman içi açıklık konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Orman kadastrosu 2005 yılında kesinleştiğine ve taşınmaz bu tarihte orman sınırı dışında bırakıldığına göre, 2005 yılına kadar sürdürülen zilyedliğe değer verilemez, 2005 yılı ile davanın açıldığı 2008 yılı arasında 20 yıllık zilyedlik süresinin gerçekleştiğinden de söz edilemez. Taşınmaz, kesinleşen mahkeme kararı ile hükmen mera niteliği ile özel sicile kaydedildiğine göre bu karar, o tarihte taşınmazın kullanılmadığı konusunda davacılar hakkında güçlü delil oluşturduğu” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Bu kez davacılar vekili, taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde bulunmadığı, evveliyatının orman olmadığı, kadastro mahkemesinin 2007/372-449 sayılı dosyasında husumet nedeniyle ret kararı verildiğinden güçlü delil oluşturmayacağı gerekçeleriyle Dairenin bozma kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
    Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/02/2012 gün 2011/15414 - 2012/1204 sayılı kararı ile; “...yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya kanaat verir nitelikte değildir. Davaya konu taşınmaz yaylak niteliğiyle özel siciline kayıtlı olduğu halde, usûlünce mera araştırması yapılmamış, kadastro tespiti yaylak olarak tutulduğu halde mahkemece aksine yapılan belirleme nedeniyle tutanak bilirkişileri dinlenmemiş, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmemiştir” denilerek kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasının yapılması, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptandığında, orman niteliğindeki taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşulları ile taşınmaz iktisap edilemeyeceği gözönüne alınarak davacı gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmesinin gerektiği, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı saptandığında ise, mahkemece çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları bulundukları yerden getirtilmeli, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek taşınmazın bu belgelerdeki konumunun belirlenmesi, (E) harfi ile işaretli bölümün 1963 tarihli memleket haritasında çalılık ve ibreli ağaç sembolü ve yeşil ile gösterilen kısmının evveliyatının orman olduğu gözetilmesi; taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığı saptandığı takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gereğine değinilmiş ve Dairenin “16.06.2011” gün ve “2011/7829 - 7544 E.K sayılı bozma kararının kaldırılmasına, 30/03/2010 gün ve 2008/53-140 sayılı yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine oluşmadığı, taşınmazın imar ihya edilmediği ve yaylak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, özel sicil kaydının iptali ile tapu kaydına tescil niteliğindedir.
    Yörede 01.06.2005 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonrasında düzenlenen bilirkişi raporları ile dosya kapsamında yer alan taşınmaza ilişkin fotoğraflardan çekişmeli taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluşmadığı belirlendiğine ve davanın reddine dair yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA 23/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi