Esas No: 2019/6439
Karar No: 2020/1270
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/6439 Esas 2020/1270 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 10/03/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden gelmedi, diğer taraftan davacı Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı Hazine 23.01.1996 tarihli dilekçesiyle, ... köyü 7902 ada 1 sayılı imar parselinin 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken yine 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptalini ve taşınmazın Hazine adına tapuya tescilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli ... köyü 7902 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2006/17685 - 2007/5271 E.-K. sayılı kararı ile özetle; “Çekişmeli ... köyü 7902 ada 1 sayılı parsel, imar uygulamasıyla 848 sayılı tapulama parseli ve genel kadastroda 1946 yılında yapılan orman kadastrosunda orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı için tapulama dışı bırakılan taşınmazın ifrazıyla oluşmuş, 852 kadastro parselinden gelen payları nedeniyle Şerif Akman ve arkadaşları adına tescil edilmiş, tapu kaydında ise 5317 ilâ 5321, 5336, 5339, 5340 sayfalardan geldiği yazılıdır.
... köyü 852 parsel sayılı 55875m2 yüzölçümündeki taşınmaz, köyde 1958 yılında yapılan genel kadastroda, Mayıs 1929 tarih ve 53 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak ... mirasçıları Fatma Akman ve paydaşları adına tescil edilmiş, imar uygulamasında 5200, 5204, 5246, 5224, 5251, 5252, 5313, 5314, 5315, 5317 ilâ 5324, 5332 ilâ 5336, 5339, 5340, 5329, 5350 ilâ 5407 sayfalara gitti gösterilerek sayfası kapatılmıştır.
Çekişmeli imar parselinin ifraz edildiği 848 sayılı 2640 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tesbit tutanağı gctirtilmemişse de, getirtilen tapu kaydından, genel kadastroda 1/2"şer pay ile ... ve ... adlarına tapuya tescil edildiği, satışlar sonunda tamamının 22.09.1988 tarihinde Melek Hacıkasımoğlu adına tapuya tescil edildiği, imar uygulamasında 5337, 5338 ve 5349 sayfalar gitti gösterilerek sayfasının kapatıldığı anlaşılmaktadır.
1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin (a) ve (b) bendinde sayılan yerlerden "Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder.
Orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde 2981 ve 3194 sayılı Kanun uygulaması yapılacağı konusunda hiç bir yasa hükmü bulunmadığı gibi, aksine 3194 sayılı İmar Kanununun 4. maddesindeki "...diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır" hükmü ve 2981 sayılı Kanunun 3290 sayılı Kanun ile değişik geçici 2. maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 sayılı kararı ve HGK"nın 07.12.1997 gün ve 1997/1-655-1003 sayılı kararlarında da kabul edildiği gibi "kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazın imar uygulamasına tâbi tutularak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkileri yoktur. Başka bir anlatımla, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararlar yok hükmünde olup, buna dayanan tescil de MY"nin 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğindedir." Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 sayılı Kanunda ve 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerler özel yasalarına tâbi olduğu, HGK"nın 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 vc 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmündedir. Bu tür taşınmazlar hakkında Medeni Kanunun 1023. (931.) maddesinde belirtilen iyi niyetle iktisap iddiasında bulunulamayacağı, kanunlarımız nasıl oluşursa oluşsun, yanlış ve yolsuz tescillere dayalı olarak tapu sicilinde yapılacak değişiklikleri öngören iptal davaları görevi adliye mahkemelerine verilmiştir (M.Y.- md. 1025.(933)).
Kesinleşmiş orman kadastrosuna ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşifler sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporları ve fen elemanı bilirkişi raporlarıyla çekişmeli imar parselinin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gerekçesiyle Hazinenin davasının kabulüne karar verilmişse de, çekişmeli taşınmazın kısmen içinde bulunduğu ve ifraz edildiği 848 sayılı parselin dosyaya getirtilen komşu parsellerin, eski tarihli tapu kayıtları esas alınarak gerçek kişiler adına tescil edildiği, davalılar çekişmeli imar parselinin, 852 sayılı parsele de revizyon gören Mayıs 1929 tarih ve 53 sıra numaralı 277 dönüm yüzölçümündeki, kum tepeleri sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içeren ve sadece 55875 m2 yüzölçümündeki tapu kaydı kapsamında kaldığını savundukları, 16.01.1997 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişinin çekişmeli parselin bu tapu kaydı kapsamında kaldığını bildirmesi karşısında, çekişmeli taşınmazın eski tarihli bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı yöntemincc belirlenmemiş, çekişmeli imar parselinin fiilen içinde kaldığı 848 sayılı parselin kadastro tesbit tutanağı ve var ise dayanağı olan tapu kaydı getirtilmemiş, bu parselin tapu kaydı esas alınarak tesbit edilip edilmediği, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosundan önce tapuda kayıtlı olup olmadığı, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla tapu sahibi adına orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve imar uygulamasının yerinde olup olmadığı araştırılmamış, çekilmeli imar parselinin, orman sınırları içinde kalan bölümü ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bölümü hususunda iki bilirkişi raporu çeliştiği halde bu çelişkiler yöntemince giderilmemiş, çekişmeli imar parselinin, hangi kadastro parselinin ifrazıyla oluştuğu hususundaki tereddütler giderilmemiş, arazi kadastro paftası, imar haritası ve orman kadastro haritası ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılmamıştır.
Bu nedenlerle, mahkemece, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının genel kadastroda başkaca parsellere revizyon görüp görmediği sorulup, genel müdürlük ve yerel tapu idaresinden, ilk tesisinden itibaren miktar ve sınır değişikliklerini içerir evrakı müsbitesi ile birlikte tüm tedavülleri, revizyonları ve bu revizyonları dıştan çevreleyen komşu parseller ve bu parsellerin dayanağı olan tapu kayıtları ilgili yönetimlerden getirtilmcli, önceki bilirkişiler dışında üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül
1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı "orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır" hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin "Teknik işler" başlıklı dokuzuncu bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon vc 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı ile var ise 848 sayılı kadastro parseline uygulanan tapu kayıtları yeterince yaşlı bilirkişi vasıtasıyla yöntemince uygulanmalı, bilinmeyen sınırları konusunda tarafların gösterecekleri tanıkların beyanlarına başvurulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, komşu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının tümü 2 veya 3 dönüm yüzölçümündeyken, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının yüzölçümünün niçin 277 dönüm olduğu araştırılmalı, yüzölçümü artırılmış ise bunun Hazineyi bağlayıp bağlamayacağı irdelenmeli, davalı tarafın tutunduğu 277 dönüm yüzölçümündeki tapu kaydının kum tepeleri sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içerdiğinden, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı gözetilerek, sabit sınırlarından uygulanarak, çekişmeli imar parselinin bu tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı içinde kalıp kalmadığı tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, bilirkişilere yukarda anlatılan orman sınır hattı uygulamasını ve tapu uygulamasını birlikte gösterecekleri ayrı renklerle işaretli birleşik kroki düzenlettirilmeli ve çekişmeli parselin imar uygulamasında şuyulandırıldığı parselin değil fiilen üzerinde bulunduğu kadastro parselinin rejimine tabi olacağı, 1078 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğunun, kesinleşmiş mahkeme kararı ile saptandığı, davalı taraf bu kararın tarafı olmasa bile, bu kararın davalılar yönünden güçlü delil oluşturacağı, aksinin aynı değerde deliller ile ispatının gerektiği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacının davasının kabulüne, ... ili, ... ilçesi ... mahallesi, 7902 ada 1 parselin fen bilirkişisinin 18/02/2014 tarihli rapor ve krokisinde (B1) olarak işaretlediği 135 m2, (B2) olarak işaretlediği 48 m2, (C) olarak işaretlediği 1610 m2"lik kısmın davalılar adına olan tapusunun iptaliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve bir kısım davalılar ..., ... mirasçıları ve ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2016/3378 – 2016/9292 E.-K. sayılı kararıyla “ 1) Davalılar ...,
... mirasçıları ve ...’in taşınmazın bilirkişi raporunda (B2) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlara yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 18/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda (B2) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, 2/B uygulamasına konu edilmediği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılar ..., ... mirasçıları ve ...’in taşınmazın bilirkişi raporunda (B1) ile gösterilen kısma yönelik, davacı Hazinenin (A)-(B2) ve (C) kısımlarına yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece yapılan araştırma sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından dava konusu taşınmazın 18/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) ve (B1) ile gösterilen kısımlarının orman tahdidi içinde iken yörede yapılan 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı anlaşılmakta ise de dava konusu taşınmazın (A) harfi ile ilgili hüküm kurulmamış, (B1) ile gösterilen kısmın ise tapusu iptal edilip Hazine adına tesciline karar verildiği halde taşınmazın hangi vasıfla Hazine adına tesciline karar verileceği de yazılmamıştır.
6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2 ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/02/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Sözü edilen 6292 sayılı Kanunun 7 ve 9. maddelerinde öngörülen hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılması ve davacıya haklarını kullanma imkânı tanınması için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmektedir.
Ayrıca mahkemece orman sınırı içinde kaldığı belirlenen ve Hazine adına tesciline karar verilen dava konusu taşınmazın (B2) ve (C) kısımlarının orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken vasıf belirtmeksizin Hazine adına tesciline karar verilmiş olması da doğru değildir.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 7902 ada 1 parselin fen bilirkişisinin 18/02/2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretlediği 748 m²"lik alanın, (B1) harfi ile işaretlediği 135 m²"lik alanın, (B2) harfi ile işaretlediği 48 m²"lik alanın ve (C) harfi ile işaretlediği 1610 m²"lik alanın davalılar adına olan tapusunun iptali ile, (A) harfli alanın tarla vasfıyla, (B1) harfli alanın hali arazi (kumluk) vasfıyla, (B2) ve (C) harfli alanın orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davalılar ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işlemi kesinleşen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında yapılıp, 26.11.1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde ve 1986 ve 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması 1993 yılında yapılıp, 26.02.1993 tarihinde ilan edilerek, dava tarihinden önce kesinleşen, ... köyü (mahallesi) sınırları içindeki Lara Devlet ormanında, aplikasyon ve belediyeye piknik alanı için irtifak ve TRT kurumu için izin verilen bu nedenle daha önce 2/B madde uygulaması yapılamayan ancak irtifak ve izinleri iptal edilen yerlerde 2/B madde uygulaması vardır.
1) 7902 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B2) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (B2) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve bu bölümlerin 2/B uygulamasına konu edilmediği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
2) 7902 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B1) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece Dairemizin 2016/3378 – 2016/9292 E.-K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde 6292 sayılı Kanunun 7/1-B maddesi uyarınca işlem tesis edilmeksizin davalıların 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuru yapmadıkları gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi hatalıdır.
6292 sayılı Kanunun 7/1-B maddesi "Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir.” hükmünü içermektedir. Eldeki dosyada davacı Hazine 23.01.1996 tarihli dava dilekçesiyle, çekişmeli taşınmazın 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiş olup, anılan Kanun maddesi uyarınca mahkemece davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle çekişmeli taşınmazın (B2) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle çekişmeli taşınmazın (A) ve (B1) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu taşınmaz bölümleri yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/03/2020 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.