3. Hukuk Dairesi 2018/6870 E. , 2019/8619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasında, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 05/07/2000 doğumlu oğulları ... , 23/05/2013 olay tarihinde annesi ile birlikte komşuları ... evinin teras katında halı yıkarken, mevzuata aykırı şekilde terasın üzerinden çok alçaktan geçen yandaki binaya uzanan davalı şirkete ait elektrik tellerine ellerinin temas etmesi ve elektrik çarpması sonucu hastaneye kaldırıldığını ve yoğun bakıma alındığını, beş gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yapılan tüm müdahalelere rağmen 28/05/2013 tarihinde vefat ettiğini; davalı şirketin, kendi sorumluluğu altındaki elektrik telleri ile ilgili gerekli güvenlik önlemlerini almadığını, adeta ölüme davetiye çıkardığını, elektrik tellerinin mevzuata uygun olması gereken yükseklikte bulunmadığını, davalının kusurlu davranışları nedeniyle olayın meydana geldiğini, bu hususta davalı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın halen devam ettiğini; çocuklarının ölümünden ötürü maddi ve manevi zarara uğradıklarını, çocuklarının desteğinden yoksun kaldıklarını, olay nedeniyle ağır elem, ızdırap ve üzüntü yaşadıklarını; uğramış oldukları maddi zararlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilecek olması nedeniyle eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik davacı anne ve babadan her biri için 5.000,00" er TL maddi,
20.000,00 "er TL manevi, kardeşlerden her biri için ise 7.500,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler; yargılama aşamasında ise maddi tazminat taleplerini HMK."nın 107. maddesi kapsamında arttırarak, 14.728,39 TL"ye yükseltmişlerdir.
Davalı; elektrik hizmeti ifa eden davalı şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davalı kurumun branşman noktası olarak tabir edilen meskenlerin genel hatta bağlantı noktasına kadar sorumlu olup, bunun devamı ve dışındaki arıza ve diğer sorunların kullanıcıya ait olduğunu, olayın meydana geldiği yerin ise sorumlukları alanında bulunmadığını, bu nedenle husumetin davalı kuruma yöneltilemeyeceğini; ayrıca, açılan ceza davası nedeniyle de davalı şirkete herhangi bir kusur atfedilemediğini; davacı anne ve babanın üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müteveffanın da elektrik tehlikesini bilebilecek yaşta olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının birbirini teyit ettiği ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dava konusu olayın meydana gelmesinde her iki raporda da davalı şirkete % 30 kusur atfedildiği, davalının kusurundan kaynaklanan ölüm nedeniyle davacıların maddi ve manevi tazminat isteminde bulunabilecekleri gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı baba için 10.929,69 TL; davacı anne için 13.798,70 TL maddi tazminat, anne ve babadan her biri için 6.000,00"er TL manevi tazminat, kardeşlerden her biri için ise 2.000,00" er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; 2009 doğumlu ... 23/05/2013 tarihinde komşunun teras katından ayağının kayması sonucu düşmemek için elektrik tellerine tutunması ile birlikte elektrik çarpması nedeniyle vefat ettiğinin sabit olduğu, kusur yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporlarının olaya ve dosya kapsamına uygun ve aktüerya hesabının da yerinde olduğu, haksız fiillerde faizin olay tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin maddi tazminat yönünden kurmuş olduğu hükmün usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu; manevi tazminat yönünden ise, davalının kusur oranı, davacı anne ve ölenin kusur oranları, ölenin yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde takdir edilen manevi tazminatın az olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında; davanın kısmen kabulüne, davacı baba ... için 10.929,69 TL maddi tazminat, davacı anne ... için 13.798,70 TL maddi tazminat, anne ve babadan her biri için 15.000,00" er TL manevi tazminat, kardeşlerden her biri için ise 6.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; Türk Borçlar Kanunu"nun 69. ve 71. maddelerine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Türk Borçlar Kanunu"nun 61. maddesinde; " Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TBK"nın 163. Maddesinde ise; " Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden , dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu , borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder."
Müteselsil sorumluluk, zarar görene, diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Ancak, burada " tek zarar, tek tazminat" ilkesi geçerli olduğundan, tazminat ödeme borcu , zarar verenlerden biri tarafından yerine getirildiğinde sona erer. Zarar gören , diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58)
Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Somut olayda; müteveffa 2009 doğumlu ... 23/05/2013 olay tarihinde, komşunun teras katından ayağının kayması ve düşmemek için davalı kuruma ait enerji nakil hattına temas etmesi sonucunda, 28/05/2013 tarihinde vefat ettiği sabit olup; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı kurumun % 30, davacı annenin % 10, müteveffanın % 10, dava dışı elektrik abonesi 9 nolu bina malikinin % 30 , olayın meydana geldiği terasın bağlı bulunduğu 7 nolu bina malikinin ise % 20 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Enerji nakil hattı sahibi bulunan davalı kurum ile dava dışı 7 ve 9 numaralı bina maliklerinin TBK"nın 69. maddesi kapsamında, olayın meydana gelmesinde kusursuz sorumlulukları bulunmakta olup, müteselsilen sorumludurlar.
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; davalı kurum ile dava dışı bina maliklerinin kusursuz ve müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak, destekten yoksun kalma tazminatının ( davacı anneye ve müteveffaya atfedilen ( % 20) kusur oranında indirim yapıldıktan sonra) tamamının davalıdan müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davalının kusuru oranında maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.