MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; dava dışı ... Giyim A.ş.’e aralarındaki sigorta sözleşmesi nedeniyle işyerinde doğan zararın tazmini için yaptığı ödemenin kira sözleşmesi dolayısıyla sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı kiraya verenden rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; dava dışı kiracı ile yapılan kira sözleşmesinde doğabiilecek zararın tazmini hususunda kiracı ile yapılan sözleşme doğrultusunda sigorta sözleşmesi yapıldığını ve sözleşmeye göre sorumlu olmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi "nce verilen 16.03.2015 gün ve 2012/30 esas, 2013/247 karar sayılı davanın reddine dair hükmün Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 25.04.2013 gün ve 2013/18556, 2015/4263 sayılı ilamı ile davacı ... şirketinin sigortalısı ile davalı arasında zarara uğrayan taşınmazın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi mevcut olduğu ve uyuşmazlık temelde kira akdinden kaynaklandığından sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu bozma ilamına karşı başvurulan karar düzeltme talebinin de reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, 2015/536 Esas 2016/116ı karar ile görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararın kesinleşmesi üzerine, davanın yargılaması görevli İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve 24.10.2017 tarihli 2016/948 Esas 2017/863 karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir. İş bu kararın, davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin esasa dair verdiği karar Yargıtay ilamıyla görev yönünden bozularak Yargıtay dosyadan el çekmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir. Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 24.10.2017 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi “ İstinaf “ olup, görevli merciinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.