3. Hukuk Dairesi 2019/3941 E. , 2019/8662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen iştirak nafakası davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 16 yıl birlikte yaşadığını, bu birlikteliklerinden 04/07/2002 doğumlu ... adlı erkek çocuklarının dünyaya geldiğini, davalının evliliğe yanaşmadığını, aşırı kıskançlık içeren baskıcı tutum ve davranışlarda bulunduğunu, kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, davalının kendisini evlenme vaadiyle kandırdığını, bunun üzerine davalıya karşı babalık davası açtığını, Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi"nin 15.06.2015 tarihli ve 2015/249 E. - 2016/527 K. sayılı ilamı ile davalının babalığının tespitine karar verildiğini, kararın 13/07/2016 tarihinde kesinleştiğini; babalık davasının açılmasıyla birlikte davalının kendisini ve çocuğunu evden kovduğunu, müşterek çocuğun herhangi bir şekilde ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocuğuna " Sen benim oğlum değilsin, seninle beraber gezmeye utanıyorum " şeklinde sözler sarf ettiğini, küçük ..."ın psikolojisinin bozulduğunu; müşterek çocuğun ve kiralamış olduğu evin tüm giderlerini tek başına karşıladığını, bu süreçte tanıdığı herkese borçlandığını, işsiz olduğunu, kendisinin hiçbir sosyal güvencesinin bulunmadığını, küçük ..."ın ise 14 yaşında olup lise birinci sınıfa gittiğini, geliri olmadığı için müşterek çocuğun özel okuldan alınarak devlet okuluna gönderildiğini; davalının ise yüksek kira getirisi bulunan apartman sahibi olduğunu, yine Halkalı ve Kapadokya"da halen kira getirisi olan çok sayıda gayrimenkulünün, Türkiye ve Almanya"dan emekli maaşının bulunduğunu, davalının aylık kira gelirinin 30.000,00 TL nin üzerinde olduğunu ileri sürerek; müşterek çocuk için aylık 8.000,00 TL nafakanın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının masaj terapisti olduğunu ve çeşitli masaj salonlarında çalıştığını, kendi isteğiyle çocukla birlikte evi terk ettiğini, çocuğunu görebilme imkanı bulamadığını, çocuğuyla irtibatının koptuğunu, bu nedenle maddi ve manevi destek sağlayamadığını, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile tarafların müşterek çocukları 04/07/2002 doğumlu küçük ... Kol için dava tarihinden itibaren ( tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ) aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, nafaka miktarının her yılın Ocak ayında TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı baba ile soybağı kurulan küçük ... için takdir edilen iştirak nafakası miktarının çocuğun yaşı, ihtiyaçları dikkate alındığında, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, TMK"nın 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelen çocuk lehine iştirak nafakası istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk menfaatine babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla baba arasında soybağının kurulmuş olması zorunludur. Baba ile soybağı ise; tanıma, ana ile evlilik, hakim hükmü ve evlat edinme yoluyla kurulur. ( TMK m.282)
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1. maddesine göre; " Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır." Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. ( TMK m. 328/1 ) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK m. 329/1)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. ( TMK m. 330/1 )
Somut olayda; küçük ... Kol 04/07/2002 tarihinde evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelmiş ve küçük ile davalı arasında mahkeme kararı ile soybağı tesis edilmiştir. Soybağının kurulmuş olmasının tabi sonucu olarak davalının ( babanın ) bakım borcu doğmuştur.
Taraflar hakkındaki sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; davacının asgari ücretle sigortalı olarak çalıştığı, müşterek çocukla birlikte kiralık eşyalı dairede oturduğu, kira bedelinin aylık 1.050,00 TL olduğu, müşterek çocuğun 14 yaşında olup lise birinci sınıfa gittiği; davalının ise kendisine ait evde oturduğu, tek yaşadığı, Almanya"dan emekli, Etiler"de bulunan işyeri ve daireden oluşan apartmanın sahibi, yıllık kira gelirinin 350.338,61 TL olduğu, yine Avanos"ta fazla sayıda üzerine kayıtlı bağ, bahçe ve dükkanlarının, iki adet aracının bulunduğu, mevduat hesabında da bir miktar parasının olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, özellikle müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, davalı babanın tespit edilen mevcut geliri ile orantılı olacak şekilde, küçük ... Kol lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde az miktarda nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarı açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.