3. Hukuk Dairesi 2019/1863 E. , 2019/8667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 04/07/2011 tarihinde evlendiklerini, davalının fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddetine dayanamayarak boşanma davası açtığını, düğünde takılan takı ve hediyelerin bir kısmının davalı tarafça bozdurularak harcandığını, bir kısmının ise davalının kendisini darp etmesi neticesinde zorla alındığını ileri sürerek; 11 adet burma bilezik, 4 adet düz bilezik, 1 adet 5 bir yerde (bir cumhuriyet, 2 yarım ve 2 çeyrek altın) ailelerinin ortak aldığı üçlü takı seti, bir adet cumhuriyet altını, 4 adet yarım altın, 16 adet çeyrek altın olmak üzere toplam 260 gr altın ile 2.000 TL civarında nakit paranın aynen iadesinin, bunun mümkün olmaması halinde bilirkişi marifetiyle hesaplanacak dava tarihindeki karşılık değerin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın haksız olarak açıldığını, altınların davacıdan zorla alınmadığını, davacının altınları alarak evden ayrıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; takı seti ve bir adet düz bileziğin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 25.03.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda takı seti fiyatı olarak hesaplanan 6.525,00 TL ve bir adet düz bilezik bedeli 692,50 TL olmak üzere toplam 7.217,50 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2016/ 2030 Esas - 2016/3610 Karar sayılı ve 10/03/2016 tarihli kararı ile; " ... mahkemece; hüküm kısmında aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiş, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmiştir.Öte yandan, davacı dava değerini 5.000 TL göstermiş ve bu miktar üzerinden harç yatırmış, daha sonra ıslah yapılmamış, hükümde ise talep aşılarak bu miktardan fazlaya hükmedilmiştir. O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde ve taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bozma sebep ve şekline göre, tarafların sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuş ,mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Davacının, 30/06/2016 tarihinde açtığı şimdilik bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden olmak üzere ziynetlerin aynen iadesi olmaz ise değerinin yasal faizi ile tahsili istemli dava da bağlantı nedeni ile birleştirilmiş, yargılamaya devam olunmuştur
Mahkemece; asıl dava ve birleşen dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile, 1 adet 8 gram 22 ayar bilezik ve 1 adet 40 gram 14 ayar üçlü takı seti olmak üzere ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 2.836,40TL ziynet eşyası bedelinin dava tarihi olan 21/03/2013"den itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte nakden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-)HMK"nın 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması gerekmektedir.
Buna göre, mahkemece; asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, açıklanan kural gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.