11. Hukuk Dairesi 2019/981 E. , 2019/7691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/11/2017 tarih ve 2016/365 E.- 2017/451 K. sayılı kararın davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/12/2018 tarih ve 2018/555 E.- 2018/1264 K. sayılı kararın yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2015/09939 sayılı "HASÜNLÜ” marka başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın markalar dairesince reddedildiğini, anılan karara yapılan itirazın ise “Tuz” emtiası bakımından YİDK kararıyla kısmen reddedildiğini, müvekkiline ait 2002/13759 ve 91/938 sayılı “ÜNLÜ” esas unsurlu markaları ile davalı şirkete ait başvuru markasının karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, başvuru markasındaki “HAS” ibaresinin yeterli ayırt edicilik katmadığını, markaların kapsamındaki ürünlerin benzer olduğunu, benzer tüketici kitlesine hitap ettiğini, müvekkiline ait markaların tanındığını, başvuru marka kapsamındaki “Tuz” emtiası bakımından da karışıtırılma, müvekkiline ait markaların ayırt edici karakterine zarar verme ve tanınmışlığından haksız yararlanma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2016-M-7403 sayılı kararının iptalini, davalı şirkete 2015/09939 sayılı “HASÜNLÜ” markasının sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markalar arasında benzerliğin ve bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı markalarının tanınmış olmadığını savunarak davanın redddini isteniştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; markaların benzer olduğu, tuz emtiasının davacı tarafın 30. sınıfta kayıtlı mallarıyla bağlantılı, aynı veya yakın raflarda satılan ürünler olması nedeniyle ortalama düzeydeki tüketici nezdinde karıştırılabilecek nitelikte ve birbirleriyle bağlantılı mallar olduğu, iltibas düzeyinde emtia benzerliğininn bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin farklılığı algılayamayacağı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2016-M-7403 sayılı YİDK kararının başvuru markasının "Tuz" emtiası açısından iptaline, 2015/09939 sayılı “HASÜNLÜ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı kurum vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekili ve davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı davalı kurumdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, alınmadığı anlaşılan 44,40 TL temyiz ilam harcı ile 218,50 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 02/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.