1. Hukuk Dairesi 2016/7463 E. , 2018/2029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ...... iptali ve tescil, ipoteğin fekki davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2018 ... günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...... Çelik, Avukat ... Şen Değirmenci ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... A.Ş. vekili Avukat ... Zengin geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı ...... iptal-tescil ve ipoteğin kaldırılması isteklerine ilişkindir.
Davacılar, ...... 2. İcra Müdürlüğünün 2001/2788Esas sayılı dosyasıyla alacaklı olduğunu iddia eden ... Öcal tarafından mirasbırakan ...... Kurtoğlu aleyhine, ancak doğrudan vekil Av. ...... Güler hasım gösterilerek 600.000,00TL"lik 02.10.2001 tarihli ilamsız icra takibi yapıldığını, aynı tarihte avukat tarafından borç kabul edilerek, sürelerden feragat suretiyle takibin kesinleştirildiğini ve ...... Kurtoğlu adına kayıtlı 415 ada 3 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, ...... 1. İcra Müdürlüğünün 2002/435 Talimat sayılı dosyasından yapılan ihale sonucu 20.03.2003 tarihinde taşınmazın ... Öcal tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, onun da taşınmazı davalı ...’e devrettiğini, aynı tarihte ...... Türk A.Ş. lehine 1.000.000USD bedelle ipotek tesis edildiğini, bahse konu takibin mirasbırakanın ehliyetsizliği gerekçesiyle iptal edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın ...... kaydının iptali ile davacılar adına tescili ve ipoteğin fekkine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, ...... siciline güvenin korunması gerektiğini, iyiniyetli olduklarını, durumun bilinmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kayıt malikinin iyiniyetli ve ipoteğin gerçek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...... Kurtoğlu’nun 15.08.2005 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları eşi Hanife ile çocukları ...........................’in kaldığı,......’in 21.03.2009 tarihinde bekar ve çocuksuz öldüğü, davacı ...’nin ise yargılama sırasında 13.01.2016 tarihinde ölümü ile mirasçıları diğer davacıların kaldığı, dava konusu 415 ada 3 parsel sayılı 185m2 kargir ev nitelikli taşınmaz mirasbırakan adına tam payla kayıtlı iken ...... 28. Noterliği’nin 01.10.2001 tarih 21583 yevmiye numaralı tevkil yetkisini de içeren vekaletname ile kızı......Öcal’ı vekil tayin ettiği, aynı tarihli 21584 yevmiye numaralı vekaletname ile ......... Güler’i vekil tayin ettiği, davacı ...’nin eşinin amca oğlu olan ... Öcal tarafından ...... 2. İcra Müdürlüğünün 2001/2788 esas sayılı dosyası ile 600.000.000.000ETL nakit borçlanma nedeni 02.10.2001 tarihinde ...... Kurtoğlu aleyhine vekili Av. ...... Güler de gösterilmek suretiyle takip başlattığı, vekilin aynı tarihte borcu kabul ederek, sürelerden feragat suretiyle çekişme konusu taşınmazın haczedildiği, borcuna mahsuben ... Öcal’a ihale edilerek 05.06.2007 tarihinde adına tescil edildiği, onunda 24.09.2008 tarihinde taşınmazı davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, akitte 2.000.000,00TL bedelle satışın gerçekleştiği, davalı ...’in ibraz ettiği 19.09.2008 tarihli ...... ile ...... Gayrimenkul ve Dış Ticaret Danışmanlık Hizmetleri LTD ŞTİ arasında düzenlenen alım-satım komisyon protokolünde 2.200.000USD bedelin kararlaştırıldığı, taşınmazın ...... tarafından satın alındığı 24.09.2008 tarihinde taşınmaza ... lehine 1.000.000,00USD ipotek konulduğu, davalı ...’in tüketici kredisine ilişkin borcu ödediği ve ipoteğin yargılama sırasında terkin edildiği, açılan menfi tespit davası sonunda ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/378 Esas, 2012/430 Karar sayılı 07.11.2012 tarihli karar ile 13.08.2004 tarihli ... Kurumu raporunda vekaletnamenin verildiği 01.10.2001 tarihinde mirasbırakan ......’nün hukuki ehliyete haiz olmadığı, yapılan icra takibindeki kabul beyanında sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği ve kararın 19.02.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., ......lu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi ...... sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da ......ya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyiniyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "...... kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Ne var ki; ......lu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, ...... kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda ...... sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyiniyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
Somut olaya gelince, taşınmazın temellük edildikten sonra davalı ... tarafından kullanılmadığı, taşınmazın işhanı olduğu tartışmasız olup, bu denli iyi gelir getirecek nitelikteki yerin uzun yıllar boş tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu açıktır.
Öte yandan, keşfe gidilmek suretiyle davalı ...’e devir tarihinde taşınmazın gerçek değerinin saptanması, taşınmazın tespit edilen gerçek değerinin ...... tarafından ödenip ödenmediği üzerinde durulması, davacı ile davalıların iş yeri ve ikametlerinin birbirine yakın olduğu bildirilmekle bu hususun da incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, yerinde keşif yapılarak 24.09.2008 tarihinde taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesi yukarıda açıklanan somut olgularda gözetilerek son kayıt maliki davalı ...’in iyiniyetli olup olmadığının dinlenen tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması tüm deliller ve yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.