Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4684
Karar No: 2020/1324
Karar Tarihi: 02.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/4684 Esas 2020/1324 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/4684 E.  ,  2020/1324 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...21. İş Mahkemesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R

    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili; ...Elektrik ... ünvanlı işyerinde davacının 05/10/1983 tarihinde çalışmaya başladığını ve bu işyerinden işe giriş bildirgesinin verildiğini belirterek sigortalılığının başlangıcının tespitini talep etmiştir.
    B)Davalıların Cevapları;
    Davalı Kurum vekili; kurum kayıtlarının esas alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı;
    İlk Derece Mahkemesince; ‘’tüm dosya kapsamına göre; davacı adına 05/10/1983 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olduğu, bu tarihte bildirgeyi veren işverenin kanun kapsamında olduğu, davalı işverenin vergi kaydının bulunduğu, hizmet dökümü getirtilen tanıkların davacının fiili çalışmasına ilişkin beyanları birlikte degerlendirildiğinde ilk işe giriş bildirgesinde belirtilen çalışmaya başlandığı bildirilen tarihin davacının sigorta başlangıç tarihi olarak tespiti ile hükmün infazı sırasında reşit olduğu tarihin dikkate alınmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.’’ gerekçesiyle
    Davanın kabulü ile, davacının sigorta başlangıç tarihinin 05/10/1983 tarihi olduğunun tespitine, hükmün infazı sırasında davacının reşit olduğu 03/12/1985 tarihinin dikkate alınmasına,”karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;
    Bölge Adliye Mahkemesince; “davacının 05/10/1983 tarihinde 163087 sicil numaralı ...Elektrik (...) isimli işyerinde işe başladığına ilişkin giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına işlendiği,işyerinin 15/03/1974 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, 31/12/1996 tarihinde Yasa kapsamından çıkarıldığı, dönem bordrolarının gönderildiği, davacının Kuruma müracaatının reddedildiği, dinlenen dönem bordrosu tanığı ... ve komşu işyeri tanığı ..."ın beyanları ile davacının çalışmalarının ispatlandığı, davacının 03/12/1985 tarihinde 18 yaşını doldurduğu, mahkeme kararının usul ve Yasa"ya uygun olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesiyle
    Davalının istinaf isteminin reddine,” karar verilmiştir.
    E) Temyiz Nedenleri,
    Davalı Kurum Vekili; işe giriş bildirgesinin varlığının çalışmanın ispatı olamayacağını, çalışma olgusunun ispatlanması gerektiğini, işyeri dosyasının celbedilmesi, ayrıca bildirgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için imza incelemesi yaptırmalı ve medar-ı tatbik imzalar celp edilmesi, işe başlangıç gününde aynı işyerinde davacı ile birlikte çalışan işçilerin tanık olarak dinlenip, bu beyanların karara esas oluşturması hizmet tespit davalarına ait tüm deliller araştırılıp, toplanarak karar verilmesi gerekirtiğini belirterek kararın resen bozulmasını talep etti.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden 03/12/1967 doğumlu davacının, 05/10/1983 tarihinde 163087 sicilli ...Elektrik (...) isimli işyerinden verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği, elektrik motoru tamiri işi yapan işyerinin 15/03/1974 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, 31/12/1996 tarihinde yasa kapsamından çıkarıldığı, davacının kuruma müracaat ettiği ve müracaatının reddedildiği, bir kısım davacının bildirdiği bodro ve komşu işyeri tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının mahkemece sigortalı kabul edilen tarihte 15 yaşında olduğu, Kuruma 1983 yılında verilen bordroda davacının adının bulunmadığı, davacının hizmetinin tespitine karar verilen dönemde çıraklık sözleşmesinin olup olmadığı, ne iş yaptığı araştırılmadan ve yaşı itibari ile öğrenim durumu hakkında araştırılma yapılmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
    Yapılacak iş, öncelikle davacının nizalı dönemde eğitimine devam edip etmediği hususunu açıklığa kavuşturmak üzere okul kayıtlarını getirtmek, giderek dava konusu edilen tarihte davalı işyerinde çırak olarak çalışıp çalışmadığını araştırmak, davacı ile davalı işveren arasında çıraklık sözleşmesi bulunup bulunmadığını belirlemek, gerekirse önceden dinlenen tanıkların yeniden beyanları alınarak davacının bu dönemde yaptığı işin niteliğini tespit etmek, davacının işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığını, çalışmasının fiili olup olmadığını belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi