1. Hukuk Dairesi 2015/5217 E. , 2018/3145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.02.2018 ... günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, intifa hakkından kaynaklanan ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı vasisi, kısıtlı ...’ın intifa hakkı sahibi bulunduğu 350 ada 72 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü, çıplak mülkiyet sahibi davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için 51.000-TL (ıslahla 103.680-TL) ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı kısıtlının kızı olduğunu, ... 2. Sulh Hukuk mahkemesinin 2004/1696 Esas sayılı dava dosyası ile davacıya vasi olarak atandığını, davacı babasının bakımını sağlamak amacıyla mülkiyeti kendisine ait dava konusu taşınmaza taşındığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 350 ada 72 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğu, davacı kısıtlının ise aynı taşınmazda 05.05.2004 tescil tarihli intifa hakkı sahibi bulunduğu, kısıtlı ...’ın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2005 tarih, 2004/1696 Esas, 2005/22 Karar sayılı kararıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince kısıtlanarak kendisine davalı ...’nın vasi tayin edildiği, aynı mahkemenin 02.01.2013 tarihli kararıyla davacı kısıtlının maliki ve intifa hakkı sahibi bulunduğu taşınmazlara ilişkin yasal işlemlere başlanılması hususunda vasiye izin ve yetki verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmek gerekir ki intifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan bir irtifak türüdür. İrtifak hakları taşınmaz mülkiyetini sınırlayan haklardır. Başka bir anlatımla ayni hak sahibinin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlamaktadır. Nitekim, TMK’nın 794. maddesinde “İntifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar” hükmü mevcuttur. Aynı Kanunun 803/1 maddesinde de; “İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Yine TMK’nın 807. maddesi; “Malik, hakkın konusu olan malın hukuka aykırı ya da niteliğine uygun düşmeyen kullanılış biçimine itiraz edebilir” hükmünü içermektedir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım ... veya ... müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, tarafların bildirdikleri deliller eksiksiz bir şekilde toplanmadan, tanıklar dinlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, tarafların bildirdikleri tüm delillerin eksiksiz bir şekilde toplanması, tanıklarının dinlenmesi, vasi tayinine ilişkin dosyanın getirtilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca soruşturmanın tamamlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.