20. Hukuk Dairesi 2016/14203 E. , 2017/430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada .... (...) 2. Asliye Hukuk ve ... 11. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın TTK"nın 1483 vd. maddelerinde sayılan husulardan doğduğu, HSYK"nın 24.03. 2005 tarih ve 188 sayılı kararı gereğince 24.05.2005 tarihinden itibaren ... yargı çevresinde vukuu bulan ticaret davalarının ... Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... 11. Asliye Ticaret Mahkemesince ise; uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, davacı tacir ise de davalı tacir olmadığından asliye hukuk mahkmesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
TTK"nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK"nın 52. maddesinde ) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurması gerekir."
Somut olayda davacı ... şirketi vekili, 21.08 2014 tarihinde müvekkili nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı...malik bulunduğu... plakalı araç ile davalı ..."in kullandığı 0010703 plaka sayılı askeri aracın karıştığı kazada , sigotalı aracın pert olması sebebiyle sigortalıya ödenen araç bedelinin kazada kusuru bulunan davalı ile aracın işleteni olan Milli Savunma Bakanlığından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin haksız fiil hükümleri ve halefi sıfatıyla kusuru bulunan taraftan rucuan tahsilinden kaynaklandığından, davanın asliye hukuk mahkmesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.