22. Hukuk Dairesi 2016/22181 E. , 2019/20260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı asıl işverene ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi nedeniyle işe iade davası açtıklarını, davanın kabulüne dair kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, davacının yasal süre içinde işverene başvurmasına rağmen işe başlatılmadığını, işe iade davasına ilişkin mahkeme kararında geçen haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer hak edilmiş ücret ve alacaklar ile işe iade davasında hükmedilen ve boşta geçen süreye ilişkin dört aylık ücretinin karşılığı ile başlatmama tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 14. Maddesinde kapsamında 24/07/2006 tarihinde ... ile Elektirik Dağıtım Şirketleri arasında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığını, şirketlerin 31/10/2010 tarihinden itibaren özelleştirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili ile ihbar olunan Tedaş Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İhbar olunan Şirket Temyizi Yönünden:Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 61-64. maddelerine göre dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı yoktur. Ancak, Mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir.İhbar Olunan ... Genel Müdürlüğü hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, ihbar olunanın kararı temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. ve 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davalı Temyizi Yönünden:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 15 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 15 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacının çalışma süresi ile davalının sorumlu olduğu alacak miktarının belirlenmesi bir diğer uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacının beyanına itibar edilerek, davalıya ait işyerinde 01/08/1997-08/10/2012 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak davacının çalıştığı bildirilen bir kısım şirketler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ile işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri bulunmamaktadır Bu husus hükme esas alınan son bilirkişi raporunda da açıkça ifade edilmesine rağmen, mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacının bir süre ... Genel Müdürlüğü yahut ... Genel Müdürlüğü bünyesinde (iş üstlenip üstlenmediği belirsiz olan) bir kısım işverenler nezdinde çalıştığı, daha sonra ise ...bünyesinde başka bir kısım şirketlerin işçisi olarak çalıştığı tespit edilmekte ise de, davacının uyuşmazlık konusu dönemde bu şirketler bünyesindeki çalışmalarının asıl işverene ait işyerinde geçip geçmediği noktasında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Davacının çalışma süresi ile davalının sorumlu olduğu alacak miktarının yeterli araştırma ve inceleme yapılarak belirlenmemesi hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.