Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4711
Karar No: 2021/3050
Karar Tarihi: 03.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4711 Esas 2021/3050 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/4711 E.  ,  2021/3050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilerek davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurunun kabulü ile karar kaldırılarak muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı ve davacıların paylarını dolaylı olarak aldıkları gerekçesiyle davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.06.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen fer"i müdahil Akbank T.A.Ş. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan babaları .... ..."in davaya konu 25 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla 1990 yılında davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, sonrasında oğlundan geri alıp bu kez de hibe suretiyle oğluna aktardığını ileri sürerek payları oranında tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, hibe işleminin geçerli olduğunu, saklı payların da zedelenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilerek hibe işleminde 01.04.1974 tarihli İBK"nın uygulama yeri bulunmadığı, tenkis yönünden de 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Somut olayda, davanın muris muvazaası hukuksal nedeninden kaynaklandığı tartışmasız olup; Yerel Mahkeme muvazaa iddiasını 1990 yılındaki temlikten itibaren değerlendirmeye almış, Bölge
    Adliye Mahkemesi ise 24.08.1999 tarihli ve 2454 yevmiye sayılı "hibe" işlemini değerlendirerek sonuca gitmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacı tarafın, mirasbırakanın 6.4.1990 tarihinde yaptığı temlikin muvazaalı olduğunu, daha sonra yapılan 24.08.1999 tarihli ve 2453-2454 yevmiye sayılı temliklerin de 06.04.1990 tarihinde gerçekleştirilen muvazaayı örtbas etmeye yönelik bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılacak iş, mirasbırakanın 6.4.1990 tarihinde yaptığı temlikin muvazaalı olup olmadığını ve sonraki temliklerin muvazaa iradesinin devamı niteliğinde sayılıp sayılamayacağını değerlendirmekten ibarettir. Ne var ki Bölge Adliye Mahkemesi muvazaa değerlendirmesini 24.8.1999 tarihli ve 2454 yevmiyeli hibe işlemini esas alarak yapmış, önceki temlikleri değerlendirmemiştir. Hal böyle olunca, mirasbırakanın 6.4.1990 tarihinde yaptığı temlik esas alınmak suretiyle değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurunun kabulü ile karar kaldırılarak muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı ve davacıların paylarını dolaylı olarak aldıkları gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle, hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
    Ancak, bilindiği üzere HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
    Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK"nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK"nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/612Esas, 2017/575Karar sayılı 28.12.2017 tarihli kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2018/958Esas, 2019/57 Karar sayılı 10.01.2019 tarihli kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere, davalının istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılması ve yeniden hüküm tesisine şeklinde istinaf incelemesi yapılır gibi hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
    Hal böyle olunca, bozma ilamına göre, HMK"nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde davanın reddi yönünde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
    Davacılar vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi