2. Hukuk Dairesi 2015/24504 E. , 2017/3575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından iştirak nafakasının miktarı, lehine hükmedilen tazminatların miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile velayete yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşmiş bulunan kusurlu davranışlarının yanında kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda; tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Kusur durumu böyleyken mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak, eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmeyeceği gözetilmeksizin davacı-karşı davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.
Mahkemece; yaşı gereği idrak çağında bulunan çocuğun velayet konusunda görüşlerine başvurulmamıştır. Davalı-karşı davacı erkek temyiz aşamasında, davacı-karşı davalı kadının ortak çocuğa şiddet uyguladığını iddia etmiş ve ceza dosyası bildirmiştir. Bu amaçla mahkemece idrak çağında bulunan 2004 doğumlu ..."nın velayeti konusunda bizzat dinlenerek, velayet konusunda ve ebeveynlerden hangisinin yanında kalmak istediği konusunda görüşü alınması, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz aşamasında ileri sürdüğü annenin çocuğa şiddet iddiasına ilişkin deliler de toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucuna göre çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile çocuğun velayeti konusunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, velayete yönelik bozma nedenine göre kadının iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın..."ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ..."a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.03.2017(Prş.)