Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/431
Karar No: 2021/3053
Karar Tarihi: 03.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/431 Esas 2021/3053 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/431 E.  ,  2021/3053 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar tarafların istinafı üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne dair verilen kararın davalılar vekilince temyizi üzerine Dairece, davanın tümden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmiş, direnme kararı Hukuk Genel Kurulu’nca, bölge adliye mahkemesinin direnme kararın doğru olduğu, ancak HMK’nın 297. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne ilişkin verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 03.06.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., davalılar ... v.d. vekili Avukat Sevda Tuna ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalılar ...ve ...’yı 21/02/2012 tarihli vekaletname ile dava konusu 941 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda vekil kıldığını, ne var ki çekişmeli taşınmazın satışının bir müddet bekletilmesini istediği halde davalı ...’nın 22/02/2012 tarihinde çekişmeli taşınmazın ½ payını davalı ...’e, ½ payını da davalı ...’ın babası olan diğer davalı ...’ye temlik ettiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok altında satıldığını, kendisine hiç bir ödeme de yapılmadığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde tespit edilecek bedelin davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalılar, dava konusu 941 ada 1 parsel ile dava dışı 1680 ada 2, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazları satın almak için davacı ile anlaştıklarını, anlaşma uyarınca anılan taşınmazlar üzerindeki tüm takyidatları bedellerini ödeyerek kaldırdıklarını ve üstüne davacıya elden 100.000,00 TL ödeme yaptıklarını, davacının kötü niyetli olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
    İlk Derece Mahkemesince, tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, terditli talep olan alacak isteğinin kabulüne karar verilmiş, tarafların istinafı üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve kayıt maliki olan davalıların iyi niyetli olmadıkları gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece: “... Somut olaya gelince; davacı ...’in 01.02.2012 tarih ve 3014 yevmiye no’lu vekaletname ile dava konusu 941 ada 1 parsel sayılı taşınmazı dilediği bedel ve koşullarda satmaları ve dava dışı 1680 ada 2, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki tüm takyidatları kaldırmaları konusunda davalılar ...’i birlikte veya ayrı ayrı hareket etmek suretiyle vekil tayin ettiği, anılan vekaletnameye dayanarak herhangi bir işlem yapılmadan davacının 02.02.2012 tarih ve 3035 yevmiye no’lu işlemle davalılar ...’i vekillikten azlettiği, akabinde davacının 03.02.2012 tarih ve 1025 yevmiye no’lu vekaletname ile yine yukarıda anılan konularda işlem yapmak üzere davalılar ...’i birlikte veya ayrı ayrı hareket etmek suretiyle vekil tayin ettiği, ancak anılan vekaletname ile herhangi bir işlem yapılmadan davacının 08.02.2012 tarih ve 1368 yevmiye no’lu işlemle davalılar ...’i vekillikten azlettiği, öte yandan davalı ...’in çekişmeli temlik yapılmadan önce 07.02.2012 tarihinde davacının ( ve birlikte icra takibine uğradığı Uncular İnş. San. Tic. Ltd. Şti’nin ) Şekerbank’a olan borçlarını devir alan LBT Varlık Yönetimi A.Ş’ne 61.000,00 TL ödeyerek davacının taşınmazları üzerine konulan haciz ve ipoteklerin kaldırılmasını teklif ettiği, davalılar tarafından ibraz edilen ve davacı tarafça karşı çıkılmayan Garanti Bankası dekontunun incelenmesinde; 07.02.2012 tarihinde davalı ... tarafından LBT Varlık Yönetimi A.Ş hesabına ‘’ Uncular İnş 941/1 parseldeki ... BRC ‘’ açıklaması ile 61.000,00 TL yatırdığı, 07.02.2012 tarih ile 13.02.2012 tarihleri arasındaki dönemde dava dışı 1680 ada 2, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki takyidatların fekkine karar verildiği, özellikle tarafların ortak tanığı Cemil Bican’ın alınan ifadesinde; üzerlerindeki hacizler ile birlikte dava dışı beş adet taşınmazı davacının 80.000,00 TL karşılığında davalılara sattığını, davacının çekişme konusu taşınmazı da üzerindeki Şekerbank T.A.Ş’ne olan haczin borç ödenerek kaldırılması ve ek olarak 20.000,00 TL ödenmesi koşuluyla davalılara teklif ettiğini, davalıların teklifi kabul ederek anılan bedeli ödediklerini, ancak Şekerebank T.A.Ş’ne olan borcun ödenip ödenmediğini bilmediğini beyan ettiği, bir süreç içerisinde taraflar arasında gerçekleşen maddi vakıalar, olay silsilesi, dosya kapsamındaki tüm deliller bütün halinde değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın temlikinin davacının iradesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu minvalde, çekişmeli temlik davacının iradesine uygun olduğundan vekalet görevinin kötüye kullanıldığından bahsedilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmiş, direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca; “...vekâlet görevinin kötüye kullandığı, taşınmazı vekillerden devralan ve baştan beri olayların içindeki vekillerden biri olan davalı ... ile diğer vekil ..."ın babası olması nedeniyle bu durumu bilen ya da bilebilecek durumdaki davalı ..."nin de yargılama sırasında taşınmazdaki payını oğluna temlik ettiği gözetildiğinde el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri sabittir. Açıklanan tüm bu nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilerek verilen direnme kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olup, yerindedir. Ne var ki,...6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesi uyarınca,...infaz sırasında tereddüt doğmaması için her bir bağımsız bölüm hakkında hüküm kurulması gerekirken, kat mülkiyeti
    kütüğüne aktarıldığı için üzerinde işlem yapma kabiliyeti kalmayan imar parseli üzerinden hüküm kurulmuş olması isabetli değildir. O hâlde, esası yönünden isabetli bulunan direnme kararının salt bu nedenle bozulması gerekir….” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak işin esası bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde, "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir." Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen ""Adil Yargılanma Hakkı"nın"" en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hakime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir.
    Öte yandan; yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sonar ermektedir. HMK"nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde, diğer tarafın istemiyle hakim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
    Somut olayda, davalılardan ...’nın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma kararından sonra yargılama sırasında 11.12.2019 tarihinde öldüğü anlaşılmakta olup, mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yargılamaya devam edilip sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi