1. Hukuk Dairesi 2017/4433 E. , 2019/2039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - TENKİS
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi, bir kısım birleştirilen davanın davacıları ile davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil, tazminat, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.
Asıl davada davacı, mirasbırakan ..."un ... 41. Noterliği"nin 27.07.2009 tarihli, 28543 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile 8479 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 18 nolu bağımsız bölümü, 463 ada 120 parselde bulunan dairedeki payını, 2039 ve 2040 parsel ( eski 1142 parsel) sayılı taşınmazlardaki payını ve ... Tic. A.Ş’deki paylarını kardeşi olan davalı ..."ye temlik ettiğini, mirasbırakanın işlem tarihinden 4 gün sonra uzun süredir muzdarip olduğu kanser hastalığı nedeniyle öldüğünü mirasbırakana bütün kardeşleriyle birlikte baktıklarını, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile 8479 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 18 numaralı bağımsız bölümün 3. kişiye devri nedeniyle tazminata, 463 ada 120 parseldeki daire, 2039 ve 2040 parsel (eski1142 parsel) sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde ... Tic. A.Ş."deki paylarla birlikte tenkise karar verilmesini istemiş, birleştirilen davada davacılar...t, ... ve ...aynı taleplerde bulunarak 8479 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 18 nolu bağımsız bölüm, 463 ada 120 parselde bulunan daire ve 2039 ve
2040 parsel ( eski 1142 parsel) sayılı taşınmazların tapularının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında, 8479 ada 1 parseldeki 18 nolu bağımsız bölüm için talebin tazminat olduğunu belirtmişler, asıl dosya davacısı Durkadın’ın ölümü üzerine terekesine temsilci atanmıştır.
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, bakım sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...UYAP sisteminde kayıtlı olan kısa kararın 3. maddesinde; ""... muvazaa sebebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulü ile, "" şeklinde karar verildiği halde, gerekçeli kararda; ""... muvazaa sebebiyle açılan sözleşmenin iptali ile tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulü ile,"" şeklinde karar verilerek, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Diğer taraftan; yargılama sırasında 26.01.2012 tarihinde ölen asıl dava davacısı ..."un terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu açıktır....O hâlde, ..."un terekesinde iştirak halinde malik olan dahili davacı mirasçılar ..., ... ve ... ile davalı mirasçı arasında menfaat çatışmasının bulunduğu da gözetilerek, miras şirketine Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile asıl davanın sürdürülmesi gerekirken, asıl davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1959 doğumlu mirasbırakan ...’un 01.08.2009 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak annesi asıl davada davacı ..., anne baba bir kardeşleri birleştirilen davanın davacıları ...(...),...t, Zuhal, asıl ve birleştirilen davada davalı ... ile baba bir anne ayrı kardeşleri dava dışı ...(...), ... ve ...’yı bıraktığı, mirasbırakanın ... 41. Noterliği’nin 27.07.2009 tarih ve 28453 yevmiye nolu ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle tam pay ile malik olduğu 8479 ada 1 parseldeki 18 nolu bağımsız bölümünü, 2005 tarihinde ölen babası ...’in tam pay ile malik olduğu 463 ada 120 parsel sayılı taşınmazdaki 15 nolu bağımsız bölüm ile 2039 ve 2040 parsel (eski 1142) sayılı taşınmazlardaki payını (3/24) ve ... Turizm ve Ticaret A.Ş.’deki paylarını ölünceye kadar bakıp gözetmesi karşılığında kardeşi olan davalı ...’ye temlik ettiği, davalının 8479 ada 1 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümü 05.08.2009 tarihinde adına tescil ettirerek 27.04.2009 tarihinde dava dışı ...’ya temlik ettiği, asıl davanın davacısı Durkadın’ın yargılama aşamasında ölmesi üzerine ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 138Esas-527 Karar sayılı kararıyla terekesine ...’nın mümessil olarak atandığı, her iki davadaki tenkis talebinin eldeki davadan tefrik edilerek mahkemenin 2013/28 Esas sayılı dosyasına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olgular ve toplanan delillerle; temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
Davalının diğer, birleştirilen davanın davacıları ve tereke temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, birleştirilen davalar birlikte görülmekle beraber ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Ne var ki, somut olayda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 297/2. maddesi gözardı edilerek her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi hüküm yerinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen kısım açıklanmadan davalı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Hal böyle olunca, kısmen kabul kararı verilmesi halinde, reddine karar verilen kısmın hangi bölüm olduğunun açıklanması, asıl ve birleştirilen davalar yönünden HMK 297/2. maddesi gözetilerek her bir dava hakkında harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti bakımından da ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.